QP TÜRKİYE’NİN 12. SAYISI ÇIKTI

QP Türkiye’nin 12. sayısı özel röportajlar, ek ve SIHH gazetesiyle birlikte kitabevlerindeki yerini aldı.

Dünya genelindeki lüks pazarlama stratejilerinin değişimiyle birlikte, yüksek saatçilik bu yıl yepyeni bir yöne giriyor. Markalar müşteri kitlelerini kadınlarla genişletmeyi deniyor, ayrıca SIHH’te gördüğümüz üzere bu stratejiyi çoğunluğun onayladığı da çok belirgin. Ve önümüzde Baselworld var, aynı yönelimi orada da göreceğimizi düşünüyoruz. Hatta siz bu yazıyı okuyorken, yanılıp yanılmadığımızı fuarın ardından biliyor olacaksınız. Ama sanmayın ki Baselworld gerçekleşmedi diye fuardan yenilikleri bu sayıda yer almıyor, bilakis, QP Türkiye’ye özel bir şekilde kimsenin görmediği modelleri inceleme fırsatımız oldu; Hermès, Zenith, Longines ve Chopard’ın yeni modelleri hakkındaki fikirlerimizi ilerleyen sayfalarda bulacaksınız.

SIHH mevzusuna dönecek olursak da, hızımızı alamayıp bol haber dolu bir gazete hazırladık. Cenevre’den yakaladığımız her detayı sunmak istedik. Ama Marc Newson ile tanıştığımızda, Jaeger-LeCoultre için tasarladığı üçüncü Atmos’un şerefine yaptığımız tasarım sohbetimizi ana dergiye ayırdık. Çünkü yakın zamanda Salone del Mobile de var; Newson’ın perspektifi, Milano’daki tasarım fuarına gidiyorsanız eğer ilginizi hayli çekecektir.

Bu sayıda tanıştığımıza çok memnun olduğumuz bir diğer önemli isim ise, Karl-Friedrich Scheufele idi. Fleurier’de L.U.C manüfaktürüne davetimiz vesilesiyle, kendisiyle Chopard ile ilgili aklımızdaki her şeyi konuştuk. St. Moritz koleksiyonunu geri getirmeyi ciddi ciddi düşündüğünü bile öğrendik. Bir istihbaratımız daha var ki, Urwerk yuvarlak kasasına geri dönüş planları yapıyor. Kısacası muhabirliğe devam ediyoruz, Basel’den sonrasını da beklemede kalın. Ve o zamana dek, 11 Mayıs’ta Türker Art’da açılacak “ICONS” sergimize gelmeyi unutmayın!