13. SAYI ÇIKTI

  • 573 SHARES

QP Türkiye’nin yeni sayısı Baselworld için hazırladığımız özel Gazete Basel Koleksiyoner Ekiyle birlikte bayilerde ve seçkin kitabevlerinde…

Bu sayıyı hazırlamaya başlamadan önce ekipçe Baselworld’den dönmüştük. Basel’i okuyucularımıza nasıl aktarsak diye düşünürken de, orada geçirdiğimiz zamanı kendimize rehber edinme kararı aldık; sadece saat fuarında dikkatimizi çekenleri değil, Basel’de etkilendiğimiz müzeleri de dahil etmek istedik. Bu yüzden koleksiyoner eki olarak sunduğumuz gazetede yüksek saatçilik tasarıma, ve her ikisi de sanata eşlik ediyor. Belki de Venedik Bienali’nin başlaması ve önümüzdeki Eylül’de planlanan İstanbul Bienali, bizim de ajandamızda sanata daha çok yer vermemizi tetiklemiştir. Hatta bu düşünce, düzenlediğimiz Icons sergisini dahi etkilemiş olabilir. Ama bir konuda eminiz ki, ileride bu alanda daha çok adım atmak istiyoruz; “kültür-saat” tanımına kafa yormamız boşa değil anlayacağınız.

Gelelim bizi heyecanlandıran sayfalara. Öncelikle Basel’in ardından Berlin’e gidip, König Galerie’nin kurucusu Johann König’den her gün sanat piyasasıyla uğraşmasının ardındaki motivasyonu konuştuk. Öte yandan yalnızca ideallerden değil, rakamlardan da bahsettik; Aylin Seçkin bizim için Frieze New York’u gezip genel bir sanat piyasası analizi yaptı. Berlin ve New York’tan sonra ise sıra İran’daydı. Yükselişte olan İranlı sanatçıların ülkelerindeki sanatı nasıl desteklediğinden, İran’ın hiç bilmediğiniz yüzlerine kadar değinen detaylı bir seyahat yazısı böyle ortaya çıktı.

Sıra saate gelecek olursa, bu sayıda büyük bir dalış dosyası var. ‘Deniz sayısı’ diye adlandırmamış olsak da, iki farklı fotoğraf çekimini kapsayacak kadar büyük bir ‘dalış saatleri dosyası’ hazırladık. Kapakta Türkiye’de -ve dünyada- ilk kez çekilen yeni Rolex Sea-Dweller ile başlayan hikaye içeride Blancpain’in Fifty Fathoms’ı ile aynı şekilde devam ediyor. Dileriz deniz kenarında 13. sayımızı keyifle okursunuz!