NORMDAN BAĞIMSIZ FÜZYON
Bazılarına göre Bulgari hala özünde bir mücevher markası. Fakat yüksek saatçilik söz konusu olduğunda bir Fransız’ı bile İtalyan kılmayı ya da 21. yüzyılda bizi Antik Roma’ya ışınlamayı başarabiliyor. Beran Toksöz bunun nasıl gerçekleştiğini Bulgari CEO’su Jean-Christophe Babin’e soruyor.
QP: Sohbetimize, DNA’sında hiçbir markanın taşımadığı kadar İtalyanlık barındıran Bulgari’nin CEO’su olarak Octo Finissimo hakkındaki görüşlerinizle başlamak isterim. Estetik açıdan incelik yarışları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Jean-Christophe Babin: Öncelikle bu saat, İtalyan estetik anlayışının ve markanın teknolojiye olan bakış açısının tamamen göz
önünde bulundurulmasının vücut bulmuş hali. Estetik ve teknoloji entegrasyonu fikriyle doğan Octo Finissimo, bence görsel algıya hitap edebildiği gibi bu inceliğe sığdırılan mekanizmasıyla Ar-Ge konusunda ne kadar ilerde olduğumuzu da gösteriyor.
İncelik konusunda diğer markalarla olan rekabeti zorlayıcı buluyor musunuz? Özellikle Piaget ile devam eden bu çekişme hakkında görüşleriniz nedir?
Çoğu saat markasının tasarım anlayışını birbirinden ayırmak mümkün değil. Modeller genellikle yuvarlak, kalın ve alışagelmiş biçimde tasarlanıyor. Piaget ile Bulgari ise incelik meselesinde uzmanlaşıyor. Piaget’nin tasarım felsefesi bu konuda bize kıyasla daha klasik. Bulgari bir İtalyan olarak modellerine daha güçlü bir estetik ve tasarım katabiliyor. Özellikle kasada, karşınıza yuvarlak yerine sekizgen bir form çıkıyor -ki modeli mimarlığa ait kılan tam da bu aslında. Ve elbette Bulgari’nin imzası olan titanyum, karbonfiber, altın, çelik gibi farklı materyallerin stile entegre olmasından da bahsetmeliyiz. Finissimo son derece güncel ve minimalist; bu iki öge saatte birbirini dengeli bir şekilde tamamlıyor.
Finissimo’yu maskülen bir saat olarak mı görüyorsunuz yoksa sizce daha çok unisex bir model mi?
Modelin kasa çapı 40 mm ki bu ince bilekli erkeklerin de kadınların da takabileceği bir ölçü. Bu yüzden onu salt ‘maskülen’ sıfatı ile değerlendirmek doğru olmaz. Finissimo geometrisi sebebiyle kadınların genelde tercih ettiği yuvarlak modellerden farklı fakat bu durum, seçimlerinde değişiklik yapmayacakları anlamına gelmiyor. Modelin altın versiyonunun zevk sahibi kadınların bileğinde yer alabileceğini düşünüyorum.
Marka çok etkileyici bir mirasa sahip. Peki Bulgari için modern lüksün tanımı nedir?
Modern lüksün de köklere ihtiyaç duyduğu kanısındayım. Geçmişi taklit etmektense ilham alabilmek adına kullanılan ve yeni bir yaratıcılık alanı doğuran bir mirastan bahsediyorum. Zaten Lvcea Tubogas modeliyle belirtmek istediğimiz tam da bu nosyon. Yeni Lvcea ‘V’ formunda bir kabaşona ve tarih göstergesine sahip ama aynı zamanda Tubogas bileziğin 20. yüzyılın en önemli tasarım buluşlarından biri olmasının getirdiği referansları da içinde barındırıyor. Kısacası geçmişten alınan ilham ve modernitenin getirdiği bir güncellik taşımakta.
Bir Fransız’a Roma hangi yönleriyle ilham verebilir? Bu bağlamda sizin şehirdeki favori adresleriniz hangileri?
Aslında Fransa’da doğmuş olsam da artık rahatlıkla bir İtalyanım diyebilirim. Sanat ve mimariye tutku duyduğum için Roma beni çok besliyor. Öte yandan bir Avrupalı gözüyle de şehrin ‘evrenin merkezi’ olduğu duygusunu çağrıştırdığını, tüm medeniyet ve kültürleri şekillendirdiğini düşünüyorum. Roma, eminim burada yaşayanlara göre de ayrı bir ilham kaynağı çünkü tarihle iç içe yaşamanın böylesine yoğun yaşandığı ender şehirlerden.
TAG Heuer’den Bulgari’ye geçmek, başka bir söylemle bir Fransız olarak İtalyan marka için çalışmak nasıl bir his? Panerai’nin
yeni CEO’su Jean-Marc Pontroué de sizinle aynı durumu paylaşacak…
Bir önceki soruda bahsettiğim gibi ben aynı zamanda bir İtalyanım ve uzun zamandır burada yaşıyorum. Dolayısıyla bu ülkenin vatandaşı olmak ne demek farkındayım.90’larda Roma’dan çok farklı olan Milano’da ikamet ediyordum ve yeni görevimle bu şehre geldiğimde benim için yepyeni bir serüven başladı. Açıkçası Bulgari’nin CEO’su titriyle burada yaşamak büyük şans. Geçmişe
baktığınızda, Roma’nın her zaman tarih, sanat ve mimari alanlarında uluslararası öneme sahip olduğunu görürsünüz. Bu durum beni her alanda yaratıcılığa teşvik ediyor. Etrafımda çoğu yazar ve sanatçının sadece ilham almak adına bu şehri ziyaret ettiğini biliyorum.
Bulgari, LVMH’a ait diğer saat markalarına göre grup bünyesinden daha bağımsız bir duruş sergiliyor. Bunun ardındaki sebepler neler?
LVMH felsefesi, bünyesindeki markaları güçlendirmeye dayanır; dolayısıyla daha çok strateji önermek ve sonucunda bir karara varmak gibi aşamalarda rol oynar. Bulgari kendi mirasına ve felsefesine göre hareket eden sağlam karakterli
bir marka. O nedenle yönetimsel açıdan tüm kararlar ve geliştirme projeleri bizim sorumluluğumuzda. Ürün geliştirme,
perakende satış faaliyetleri ve iletişim başlıkları bünyemizde verilen kararlarla şekilleniyor. Ama bunların hepsi Bernard
Arnault tarafından geliştirilen LVMH vizyonu ile uyumlu bir şekilde ilerliyor.
Bir Bulgari mağazasına girdiğinizde satın alacağınız ilk tasarım hangisi olurdu?
Serpenti olurdu çünkü markaya ait tüm kategorilerde iz bırakan bir koleksiyon. Bir çantada, saatte, mücevherde veya parfümde bile ona ait referanslar görebilirsiniz. Bence Serpenti, Bulgari’ye ait en ikonik koleksiyon ve sizi Antik Roma’ya taşıma gücüne sahip. Bana göre gerçek anlamda tarihe ışık tutan bir sembol.