ANTİ-KONFOR
Anı yaşamak, disiplinli olmak ve kim olduğunu yeniden keşfetmek; Mike Horn için hepsi bir arada ‘zamanın’ yön olduğu bir düzlemde.
Bence insanların daha fazla macera yaşamaya başlaması gerek. Yeniden seyahatlere çıkmalılar, kendilerini zorlamalılar çünkü zaman geçiyor”. Dünyayı iki kez turlayan, 8 bin metrelik dağların dördüne tırmanan, Arktik Okyanusu boyunca 1.800 kilometrelik yürüyüş yapan, iki yıldan fazla süre boyunca Kuzey Kutup Dairesi çevresinde 20 bin kilometre seyahat eden, kısacası sürekli macera peşinde olan Mike Horn’un size birkaç tavsiyesinden biri işte bu…
QP: Son görüştüğümüzde heliski yapmak için Ayder’e gittiğinizden bahsetmiştiniz. Hala gidiyor musunuz?
MH: Bu yıl gidemedim maalesef. Ayder’in kar koşulları harika. Avrupa’nın pek çok yerinden, İsviçre’den, Fransa’dan, Almanya’dan insanlar Ayder’e gidiyorlar çünkü hem güzel yemekler tadabiliyor hem de zaman dilimi değiştirmeden geri dönebiliyorsunuz. Şu an gerçekten gelişmekte olan bir endüstri var orada.
QP: Şu sıralar nerelerdesiniz?
MH: Şimdi İsviçre’de Chexbres’deyim. Lozan’a yakın. Üzüm bağlarının içinde; gölün ilerisinde Fransa görülebiliyor. Eskiden dağlarda yaşar, çalışmak için şehre gelirdim ama artık eve dönüş yolunda çok fazla zaman harcamaya başlayınca bu zaman israfını yaşamamaya, sıkışmış trafiğin ortasında oturmamaya karar verdim. Çalıştığım yerde yaşamaya başladım, şehirde işim olmayınca dağlara dönüyorum, gel git yapmak zorunda kalmıyorum.
QP: İsviçre Alplerinin en büyük zorluğu nedir?
MH: İsviçre Alpleri en olağanüstü oyun alanlarından biri çünkü sadece dağ, kar ve kayak yok. Şelaleler, kanyonlar ve buz tırmanışı da var. Hem kaya hem buz olarak birtakım muhteşem yüzeyler mevcut tırmanmak için. Bu dağların neresine giderseniz gidin gencinden yaşlısına her yaştan insana hitap eden şeyler bulabilirsiniz çünkü farklı yüzeylerin bulunduğu çok farklı yamaçlar var. Ulaşım da çok kolaylaştı. Bence Alpleri böylesine cazip kılan nokta büyük oranda rahat erişilebilir olması. Uzak da değil. Misal Ayder’e gitmek için önce İstanbul’a gitmeli, Ayder’den de bazen karayolunu kullanmak zorundasınız bu da hayli zaman gerektiriyor; yollar çok rahat değil, nehir boyunca virajlı ilerliyor, yollara kayalar düşmüş olabiliyor. Böylece Türk dağlarına ulaşmak maceraya dönüşüyor. Ama bizim Alplere, özellikle de İsviçre Alplerine ulaşmamız daha kolay.
QP: Dayanıklılığınızı ve zorlukların üstesinden gelme dürtünüzü hayatınızda başınıza gelen hangi olaylar şekillendirdi?
Bu sorunun cevabını merak edenleri QP No:44’ün 74. sayfasına davet ediyoruz. Dergiye abone olmak için ise info@qpmagtr.com’a e-mail atarak iletişime geçebilirsiniz.