ETİK HAUTE JOAILLERIE
Chopard’ın Insofu koleksiyonu, yüksek mücevher koleksiyonu olmanın ötesinde izlenebilirlik, sanatsal perspektif ve sürdürülebilir lüks anlayışının ifadesi olarak da yorumlanabilir.
Lüks, genellikle karatlarla ölçülse de Chopard için gerçek lüks, etik değerlere, zanaata ve yeniliğe dayanıyor. Markanın Insofu koleksiyonu, yüksek mücevher koleksiyonu olmanın ötesinde izlenebilirlik, sanatsal perspektif ve sürdürülebilir lüks anlayışının ifadesi olarak da yorumlanabilir. Koleksiyonun merkezinde Zambiya’daki Kagem madeninden çıkarılan 6.225 karatlık Insofu zümrüdü var. Bemba dilinde “fil” anlamına gelen Insofu, yalnızca taşın boyutuna ve fil hortumunu andıran formuna bir gönderme yapmakla kalmıyor, güç, bilgelik ve doğayla kurulan bağın bir sembolü de oluyor.
Chopard nadir bulunan ham taşları yüksek mücevher sanatına dönüştürmeye yabancı değil. Insofu 2017 yılında tanıtılan Garden of Kalahari koleksiyonunun izinden gidiyor. Chopard işlenmiş taşlar üzerinde çalışan standart mücevher evlerinin takip ettiği rotanın aksine, ham taşın ilk aşamasından itibaren süreci kontrol etmeyi tercih ediyor. Pırlantaların tersine zümrütler öngörülemez; “jardin” olarak bilinen bu doğal karakteristik desen nihai sonucu direkt etkilediği için taşın kimin elinden çıkacağı önemli bir nokta. Maison zümrütleri incelemek ve kesmek üzere Hindistan’dan Cenevre’deki atölyelerine alanında profesyonelleşmiş isimleri getirdi bu süreç yaklaşık bir yıl sürdü. Öte yandan markanın kesim sürecini baştan sona denetleme kararı, izlenebilirlik ve etik kaynak kullanımına olan bağlılığını da yansıtıyor.
Q-P N°60 sayısında yer alan yazının devamı için info@qpmagtr.com adresine e-mail atabilirsiniz.