TOURBILLON’UN KEŞFİ

  • 256 SHARES

Bugün bir butiğe girip en yüksek satış fiyatına sahip saatlerden birine yönelirseniz yüksek ihtimalle o modelde bir tourbillon göreceksinizdir. Peki sektörün en prestijli komplikasyonunun arkasında yatan hikaye ve fonksiyonellik nedir?

Tourbillon’un fonksiyonelliğinden önce cazibesinden bahsetmek daha doğru olacak sanırım, mekanik saatlerin hiçbir zaman etkisini yitirmemesine sebep olacak mühendisliğin ve görselliğin tek başına sebebi gibi duruyor kendisi. İskelet kadranları ele alalım, her biri mekanizmanın işleyişini görünür kıldığı için bu kadar dikkat çekiyor, fakat kabul edelim ki bazıları aşırıya kaçan uygulamalarla bu sihre gölge düşürüyor. Söz konusu tourbillon olunca işler zarif ve minimal bir temele oturuyor, kadran üzerinde veya bazen kasa arkasında görülebilen regülatör sistemi saatin bütünlüğüne zarar vermeden yüzlerce parçadan oluşan mekanizmanın aslında ne kadar muhteşem bir mühendislik eseri olduğunu gözler önüne seriyor. Birçoğunuz belki biliyorsunuzdur belki ama bilmeyenlere küçük bir sır verelim; kol saatlerinde gördüğünüz tourbillon’lardan hiçbiri aslına sadık bir amaca sahip değil. İşe yaramıyor demek kısmen yanlış olabilir ama çoğu kez teknik bir katkıdan yoksunlar ve çoğu kez sadece görsellik için kullanılıyorlar. Amaçları yazının başında bahsettiğimiz şey, kullanıcıya mekanik bir aksamın canlılığını ispatlıyorlar, bir nevi otomaton gibi düşünün onları. Kendi enerjisiyle harekete geçen bir ürünün hareketini temsil ediyorlar. Ancak Abraham Louis Breguet tourbillon’u keşfettiğinde komplikasyonun bir amacı vardı.

26 Haziran 1801’de İsviçreli saat ustası tourbillon’un patentini aldı. Sistem kol saatleri için değil cep saatleri için geliştirilmişti. Tamamen cebinizde taşıdığınız saatin pozisyonundan doğan hata payını minimize etmek için tasarlanmıştı, yani bir nevi yerçekimi kuvvetinin cep saatlerine olan etkisini azaltmak istiyordu. Eşapman takımını, yayları ve kamları kısacası regülatör organı içerisindeki tüm parçaları yerçekimi etkisinden kurtarmak adına dakikada bir tur atan ve bunu daimi olarak yaparak yerçekimi etkisini bertaraf eden tourbillon’u yarattı. Tabii dediğimiz gibi bu sistem kol saatlerinden ziyade cep saatleri içindi fakat bu modeller miadını doldurmuş olsa da tourbillon o kadar farklı bir görüntüye sahipti ki ömrünü henüz tamamlamadı ve bitirecek gibi de görünmüyor.