AKTİF MADDE İÇERİK FİHRİSTİ
Kozmetik içerikleri listesi dipsiz bir kuyu haline dönüşürken, temel birkaç aktif maddeyi göz korkutmadan kavrayabilmek mümkün mü?
Yazı Kristin Fındıkoğlu
Her ne kadar erkek cildinin kadınlara oranla daha fazla kolajen üretebildiği bilinse de bu tüm anti-aging tartışmasından muaf oldukları anlamına gelmiyor. Biyolojik avantajlar bir kenara, cinsiyetten bağımsız olarak cilt tahribata çok açık bir organ. Bilinçli tüketicilik bir moda haline geldiğinden bu yana, kozmetik sektöründe de bu trendin farklı tezahürlerini gözlemleyebiliyoruz. Eskiden ana akım, ürün odaklı bir reklam stratejisi izlenirken, artık ürünlerin aktif maddelerinin sorgulandığı bir dönemdeyiz. Mucizevi, iksir gibi kelimeler tüketiciyi sorgusuz sualsiz tüketime itmeye yeterli olmuyor. Bütün bu enformasyon bolluğunda, bilinçli tüketicinin aldığı ürünün içerik listesine bakıp, anlamlandırabilmek ve yorumlayabilmek gibi becerilere sahip olması bekleniyor. Hatta mümkünse cildinin ihtiyacına göre aktif maddeleri belirleyip ona göre bir alışveriş listesi oluşturması.
Bu yazı, bir önceki paragraftaki son cümleyi gerçekleştirebilmek için kurgulandı. Periyodik cetveldeki kimyasal elementleri andıran ve bu sebeple bilinçaltından kaynaklı bir korkuya sebep olan aktif içeriklerin aslında o kadar da ürkütücü olmadığını keşfetmek üzereyiz. Dermokozmetik gündemini en çok meşgul eden içeriklerden biri retinol. Bu aktif madde, aslında bir vitamin ve hayvansal gıdaların yanı sıra birçok bitkisel besinde de mevcut. A vitamini ailesine mensup olan retinol, hücre yenilenmesinde büyük bir role sahip olduğu için güçlü bir anti-aging silahı olarak kabul ediliyor. Antioksidan ve kolajen üretimini tetiklemesi sebebi ile kırışıklıklar ve lekeler üzerinde de aynı şekilde efektif. Retinol cilt tarafından emildikten sonra güçlü bir asit olan retinoike dönüşüyor. Dolayısıyla her cildin tolere edebileceği bir aktif madde değil. Egzama ve roza gibi cilt hastalıkları olanlara önerilmiyor, kullanımına başlarken de bir o kadar tedbirli olmak gerekiyor. Yeni nesil markalardan The Nue Co.’nun bu konuda farklı çözümleri var. Retinolün yararlarına ama yan etkilerine sahip olmayan bitkisel bazlı içerikler yani phyto-retinollerden bakuchiol ve rambutan özlü serum bunlardan biri. Marka ayrıca retinolü, C vitamini, çinko, kavun ve üzüm çekirdeği ile desteklediği kapsül şeklindeki Skin Filter’la da konformist alternatifler üretmeye devam ediyor.
Yazının devamını QP No:48’de 24. sayfadan itibaren okuyabilirsiniz. Dergiye abone olmak için ise info@qpmagtr.com’a e-mail atarak iletişime geçebilirsiniz.