SUIT UP
Yüksek saatçiliğin biraz da göze hitap eden uyumlu tarafına değinelim.
Bir kol saati alırken temelde iki şeye dikkat edersiniz; ilki diğerine göre biraz daha dışa dönüktür. Sadece görsel anlamda sizi çeken bir model mi yoksa amaca hizmet eden fonksiyonel bir parça mı, seçim öncesinde cevaplamanız gereken iki basit soru çoğunlukla bunlardır. GMT komplikasyonu, su geçirmezlik değeri ya da kronograf belki ikinci soruyu cevaplarken takım elbise saatleri genelde sadece ilk soruya cevap verir ve bizim şu an değinmek istediğimiz nokta da şık, elegan ve sade görünümleriyle takım elbise saatleri. James Bond’un takım elbise saatlerini unutun, hiçbirimiz gizli bir ajan değiliz ve çok kimlikli olarak lanse edilen Rolex ya da Omega’lar salt olarak bu amaca hizmet etmiyorlar. Ceket ve gömlek kombiniyle şık durabilirler ancak bizim bahsettiğimiz parçalar biraz daha orta yaşlı. Önemli ve takım elbise gerekliliği olan bir akşam davetine katılmanız gerekiyor, ihtiyacınız olan her şeye sahipsiniz, sadece her erkeğin kullanması gereken küçük ama etkili bir detay konusunda karar vermeniz gerekiyor. Kol saati ne çok dikkat çekmeli ne de karakterden yoksun silik bir model olmalı, üstelik farklılığını da ön plana çıkarmalı. Bu yüzden bir davette kullanmak üzere saat seçerken tahmin edersiniz ki dikkat etmeniz gereken ilk şey görsellik. Sonuçta yemek sırasında kronografla zaman ölçmenize gerek yok, en azından organizasyonunu sıkıcı olmadığını varsayarsak. Tasarım deyince bir kol saatinde üç bileşen öne çıkar, kasanın dizaynı, kayışın onla olan uyumu ve son olarak da kadranın sunumu. Bu durumda kasa kulakları büyük önem taşıyor, kayış ve kasa arasındaki bağın temsilcisi onlar. Bu element ne kadar kompakt duruyorsa saat o kadar bütünlüklü bir görüntü çizer, ne kadar bağımsız duruyorsa da o denli dolgun algılanır. Burada dikkat edilmesi gereken sizin ne istediğiniz. Kayışın etkisi genellikle kullanılan derinin rengiyle doğru orantılıdır. Burada kasa materyali ve kadran dokusu da önemli bir hal alır. Tezat renkler ya da birbiriyle uyumlu soft seçimler bileğinizdeki parçanın ne kadar dikkat çekmesini istediğinizle ilgilidir. Kadran ise sundukları ve onları nasıl kurguladığıyla ön plana çıkar. Bir takım elbise saatinde manüfaktürlerin imdadına yetişen bileşen genelde küçük saniye göstergesi ya da tarih penceresi olur. İndeksler ve ibrelerin birbiriyle uyum içerisinde olması da kadranın bütünselliğini sağlar. Kasa konusunda kompakt duruşa belki önem vermeyebilirsiniz fakat kadran için tedbirli davransanız iyi edersiniz. Kasa kalınlığı ise seçimleri etkileyen son etmen, bu noktada ultra-thin modellerden uzak durmanızı tavsiye ederiz. Piaget’nin kasa dizaynına sahip saatleri daha çok smokinler için tercih etmelisiniz. O denli ince bir kasa takım elbisenin içerisinde kaybolacaktır. Bu yüzden açılış fotoğrafımızda da gördüğünüz Parmigiani’nin Tonda 1950 serisi gibi Vacheron Constantin Traditionelle, Patek Philippe Calatrava, Laurent Ferrier Galet Classic ya da Jaeger-LeCoutre’un Master serisinde yer alan tarih komplikasyonlu sade modeller ya de benzerleri bu anlamda daha doğru bir seçim yapmanızı sağlayacaktır.
Fotoğraf: Berkant Demirbek
Realizasyon: Müjde Metin