SRI LANKA

Doğanın normale göre daha cömert davrandığı az yerlerden Sri Lanka’yı Aslı Zuhal Toksöz anlatıyor.

Ayak basmadan önce Sri Lanka’yı çay tarlalarıyla kaplı, sokakları tarçın kokan, fillerin fink attığı egzotik bir ülke olarak kafamda canlandırır, lakabının “Hindistan’ın gözyaşı damlası” olmasını abartılı, gereğinden fazla hüzün katılmış ve dramatik bulurdum. Ülkenin kültürü, tarihi, insanları, hayvanları ve yaşanmışlıklarıyla iç içe geçen sekiz günden sonra bu tasvir oldukça hafif kaldı.

1505’te Portekiz, 1658’de Hollanda ve son olarak 1796’da İngiltere’nin kolonisi olan bu büyüleyici ülke, geçirdiği üç zorunlu evlilikten sonra 1948’de bağımsızlığını kazanıp rahat bir nefes almış! Ta ki bu nefes, 25 yıl sürecek 80 bin kişinin can verdiği, kanlı iç savaşın başladığı 1983 senesinde, bir gecede kesilene kadar.

Bunlar yetmezmiş gibi 2004’teki Hint Okyanusu tsunamisinde 30 bin kişinin hayatını kaybetmesi, 2016’ya kadar dünyada sıtmanın en çok etkilediği ülkelerden olması, 2019’da 259 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırılarına maruz kalması ülkeyi gözyaşı damlası statüsünden çok daha acı yerlere taşımış. Bu acı, dört ayrı dinin bir arada yaşadığı sokaklardaki insanların yüzüne yansımayıp üstü örtülse de her sohbet, her ayrıntıda su yüzüne çıkıp, her köşeden bize merhaba, dedi.

Sri Lanka insanı, Heathrow’dan başkent Colombo`daki Bandaranaike havalimanına iner inmez yüzüme çarpan sıcak havadan da sıcak. Oldukça meraklı, kendine güvenli ve kadınların giydiği göz alıcı sarilere rağmen gösterişten uzak, mütevazı. Bu ülkede gösterişli olan iki şey var; tapınaklar ve filler. Sokaklarda, bu bastığın topraklar benim, dermişçesine gezen, trafiğe aldırmadan yol kesen, canı istediğinde tuktukların üzerine oturan, keyfi öyle arzu ettiğinde sırtını arabalara sürterek kaşıyan Asya fillerinin havasından, kendine güveninden ve ihtişamından biraz eve götürmekti her tapınakta değişmeyen dileğim. Sri Lanka, eski ve kanımca çok daha güzel olan adıyla Ceylon, 125 ceşit memeli, 433 çeşit kuş, 245 çeşit kelebek, 96 çeşit yılan, 97 çeşit sürüngen ve 282 çeşit örümcek türüne ev sahipliği yapsa da bu evin tartışmasız sahibi, Elephas Maximüs. Yani, orta yaşlılarının en zayıfı 2 ton, en kısası iki metre olan Afrika’daki kuzenlerine göre daha sert bakışlara ve çok daha minik kulaklara sahip, nesli tükenmekte olan Asya fili…

Yazının devamını QP Women No:4’de 156. sayfadan itibaren okuyabilirsiniz.