ZAMANIN GETİRDİKLERİ
Pratik, makul ve vintage… Honda yüksek saatçilikle otomobil sektörünün güçlü bağlarını gelecek konspeti üzerinden bir kez daha yüzümüze vuruyor.
Saat sektörüyle ilgili neredeyse bütün bir yıldır şundan bahsettik, üreticiler artık müşterileri nasıl etkileyeceklerini çok daha iyi biliyorlar. Manüfaktür adı fark etmeksizin şimdilerde herkes günlük kullanıma daha uygun (fonksiyonel), fiyat anlamında kolay elde edilebilir ve bir şekilde tarihi hikayesi olan saatler üretmeye başladı. Tabii teknolojik kasa ve mekanizma parçaları sunmayı da atlamadı. Peki Honda Frankfurt’ta ne yaptı? Avrupa pazarı için küçük, elektrikli ve retro görünümlü bir minik bir parça tanıttı. EV ilk Honda Civic’den çizgiler taşıyor, Avrupa’daki trafik için gayet makul bir parça olarak dikkat çekiyor ve ne olursa olsun alternatif enerji sistemiyle can çekişmekte olan yer küreye pozitif bir yaklaşımda bulunuyor. Honda lüks sınıfında yer almıyor, burası bir gerçek. Ancak dünyanın en büyük motor üreticilerinden biri ve teknolojik altyapısı neredeyse bütün Avrupalılardan çok daha gelişmiş. Elektrikli bir konsept tanıtmasından ziyade EV üzerinden bu sınıfa tarz katması çok büyük bir adım. Şimdiye kadar tanıtılan elektrikli araçların kimlik bunalımı yaşadığını, bugüne mi yoksa yarın mı ait olduğunu düşünürsek Honda EV bu ailenin belki de en karakteristik üyesini lanse etti. Objektif olmaya çalışsak da bu ufaklık buna izin vermiyor.