EKO-YENİLİKÇİ TARAF
Dior ve Parley for the Oceans iş birliğindeki koleksiyonun yüzde 96’sı ileri dönüştürülmüş kumaşlardan, yaklaşık yüzde 59’u ise doğrudan okyanus plastiklerinden elde ediliyor.
Küresel ısınmanın getirilerinden dolayı farklı sektörlerin çevre sorunlarına odaklandığına ve projelerini bu tema üzerinden şekillendirdiklerine şahitlik ediyoruz. Bir diğer taraftan sürdürülebilirlik ve çevre konularına karşı duyarlı aksiyonlar almak artık günümüz modern çağında bir zorunluluk. Birçok markanın iş birliğinde yahut kendi tekil adımları gündemde olurken Dior, Parley for the Oceans -okyanusların korunmasına odaklanan, kar amacı gütmeyen bir çevre örgütü- ile yeniden bir araya geliyor. Kapsül koleksiyon, Parley’nin denizlerdeki plastik kirliliğini önleme konusundaki çalışmasıyla modaevinin tasarım becerilerini birleştiriyor. Öte yandan bu ikilinin ilk buluşması da değil; Kim Jones, 2019’da Cyrill Gutsch ile birlikte denizlerdeki plastik atıklardan ve olta takımlarından üretilen yeni iplikler ve kumaşlar üzerinde çalışmaya başladı. Paris’teki tarihi Dior atölyesinde çalışan bu geri dönüştürülmüş malzemeler, Dior Oblique motifini içeren yeni bir teknik kumaş haline getirildi. Ortaklığın umudu, “modanın daha eko-yenilikçi, sürdürülebilir bir geleceğe” doğru ilerlemesiydi. Plaj modasından ilham alan koleksiyonun mercan ve sarı tonlarından etkilenmesini doğallıkla karşılıyoruz. Bir diğer taraftan sörf tahtası ve bir dizi dalgıç giysisi gibi sörf temalı tasarımların fonksiyonel dış mekan kıyafetleri de seçkideki yerini alıyor.