ZAMAN VE KÜLTÜR GÖRELİLİĞİ

  • 41 SHARES

Vacheron Constantin’in Métiers D’art serisi Les Cabinotiers Le Temps Divin, Yunan ve Asya kültürüne değiniyor.

Görelilik teorisine göre zaman mutlak, değişmez bir varlık değil, hız ve yer çekimi gibi faktörlere bağlı olarak görelidir. Yüksek saatçilikte ise zaman, geleneksel olarak hassas bir şekilde ölçülmesi ve işlenmiş bir tasarım ile birleştirilmesi gereken bir nosyon. Ancak, Einstein’ın görelilik teorisi perspektifinden, zaman kavramı daha incelikli bir anlam kazanıyor. Tıpkı zamanın etrafındaki güçlerden etkilenen ve sürekli değişen bir boyut olduğunu ortaya koyan görelilik kavramında olduğu gibi hassasiyet ve zanaatkarlığı bir sonraki seviyeye ulaştıran yüksek saatçilik de bu karmaşıklığı yansıtıyor. Öte yandan yalnızca saniyelerin geçişini değil, zaman mühendisliğini de yakalayarak evrenin karmaşık ve akışkan doğasını yansıttığını da düşünebiliriz. Bu bağlamda bir saat, zaman göstergesinden çok daha fazlası; zaman kavramını anlamak, ölçmek ve hatta aşmak için süregelen arayışının bir sembolü. Tıpkı çeşitli kültürlerin küresel olarak etkisi gibi…

Fizik, felsefe ve sosyoloji okumaları ile saat tasarımı arasında nasıl bir bağlantı olabileceğini düşünmeniz oldukça doğal. Zira kültürel başlıklarla da yüksek saatçiliğe küresel bir nosyon kazandıran Vacheron Constantin’in Métiers D’art serisi Les Cabinotiers Le Temps Divin, hem zihninizdeki soru işaretlerine cevap veriyor hem de bir önceki paragrafta tartışmaya sunduğumuz tezlerimizi destekliyor. Saatlerin sadece zaman okuma ile sınırlı olmadığını bir diğer taraftan da zanaat ile birleşerek birer esere dönüşebileceğinin bir göstergesi bu seri. Marka son edisyonunda ise Yunan, Japon ve Asya kültürüne odaklanıyor.

Zamanın mitolojik kökenlerine geri dönen Vacheron Constantin, Tanrı Chronos’un temsili ile Yunan mitolojisi üzerinden zamanı somutlaştırıyor.  Guilloché ve gravürün ortak değerlerindeki Yunan serisi, Horae’nin babası olan Chronos’un özellikleri ile temsil ediliyor. Chronos’u çağrıştıran tasarımlar, 60 saatlik güç rezervini kalibre 1990’dan alıyor.

Japon kültüründen ilham alan modeller ise spesifik olarak kültürün prizması aracılığıyla metafizik boyutlara odaklanıyor. Öyle ki maison metafizik zamanı somutlaştırmak için üç Şinto figürü seçiyor: Izanagi, Amaterasu ve Konohanasakuya-hime. Japon kültürünü en iyi şekilde yansıtmak adına da intaglio engraving, mine ve minyatürün ince işçiliğini kadranlara aktarıyor. 

Son olarak ise mevsimleri somutlaştırmak adına Asya geleneğinden dört kutsal hayvan seçiliyor: İlkbahar için Mavi Ejderha; yaz için Vermilion Kuşu; sonbahar için Beyaz Kaplan; ve kış için Kara Kaplumbağa. Bu mevsimlerin her biri geleneksel Asya kültüründen kutsal bir hayvanla sembolize ediliyor ve ahşap kakmacılık ile vurgulanıyor.