YENİ DÖNEM

  • 4 SHARES

Takım elbise saatleri son derece formal olan sınıflandırmalardan kurtarıyor kendini. En yeni modeller, hiç olmadığı kadar sanatkarane bir cesaret sergiliyor.

Yazı TIMOTHY BARBER

Bu ilkbaharda Cenevre’de düzenlenen Watches & Wonders fuarının ilk sabahında, horolojik manada bir rahatsızlıkla, tuhaf ve ibretlik bir altüst oluş hissiyle baş başa kaldım. İlk görüşmem Patek Philippe ile oldu; Calatrava’nın en yeni versiyonuyla (Ref 6007G) başladık; resmi zarafetin bu 91 yıllık timsali hayat dolu bir spor saati olarak yeniden doğmuş, tekrarlanan renk vurguları ve enerjik detaylarla dolmuştu.

Saat dünyasının estetik ağırlık merkezinin –klasik saatler için bile– artık Savile Row terzilerinden ziyade Oxford Street’in sneaker butiklerine daha yakın bir konumda olduğuna dair kanıt arıyorsanız, işte kanıtı bu. Böylece, benim için o günün bir sonraki randevusu olan Rolex’in şapkadan şık bir tavşan çıkarması çok ilginç oldu. Bu tavşan, Rolex Perpetual 1908 idi: Saf, zarif, miras detaylarla dolu, yepyeni bir takım elbise saati. 2014’te tanıtılan fazla süslü ve talihsiz Cellini’nin yerini alan 1908 çok daha dengeli ve estetik bakımdan daha baştan çıkarıcı; daha ince bir profili var, eski tarz referanslar bakımından daha isabetli ve daha başarılı üretilmiş bir saat – en önemlisi, yüksek ustalıklı perdahlamayla ve belli ki gelecek komplikasyonlara bir platform olarak tasarlanmış, ilgi çekici yeni mekanizma Calibre 7140 açık seçik görülebiliyor.

Bunun Rolex’in 20. yüzyılın ortalarında kısa bir süre ürettiği – bugün müzayede megastarlarından olan– Calendar saatler ile incelikli kronograflara özlenen dönüşün habercisi olup olmadığını göreceğiz. Ancak, saat dünyasının beklentiden ağzının kuruduğunu söylemek az bile kalır. Bunun yanı sıra, 1908’in ortaya çıkışı ve Calatrava’nın eş zamanlı olarak gözden düşmesi, klasik takım elbise saatlerinin modern yörüngesi bakımından bazı ilginç düşünceler akla getiriyor. Geçtiğimiz beş yıl boyunca, çelik kayışlı gündelik saatler piyasada neredeyse emsalsiz bir hakimiyet kurarak tüm rakiplerini kendi isteklerine boyun eğdirdi. Aslında, son birkaç yılın en ünlü takım elbise saati spor-lüks bir saatti: Vacheron Constantin’in 1970’lerin kayış ikonu 222’yi sarı altınla yeniden dirilttiği olağanüstü modeli geçen sene yok sattı. Vacheron Constantin, Piaget, Blancpain ve Breguet gibi ince, geleneksel takım elbise saatlerinin sadık üreticileri etkin güçlerinin büyük kısmını başka yerlere yoğunlaştırırken, A. Lange & Söhne bile gözden kaçacak kadar az miktarda ürettiği Odysseus spor saatiyle stoktaki resmi saatlerden daha fazla dikkat çekti. Zarif, değerli, abartısız ve yuvarlak bir şey fikrinin ara sıra zamanı ve mekanı aşan bir kavram olarak görüldüğü olmuştur. 1908, daha geleneksel bir şeylerin yeniden ortaya çıkışını işaret etse de takım elbise saati tamamen ortadan kalkmış değil– sadece ortaya çıktığı zamanlarda bunu tavus kuşu gibi mağrur bir edayla yapıyor.

Hadi buna Dress Watch Plus diyelim: İnce altın saatinin tüm resmi zarafeti, esneklik ve Instagram çağına uygun ek bir ışıltı veya manevrayla sunuluyor.

Bu türün büyükbabası, 1960’ların Cartier London’ının postmodern “erimiş saati” olan Cartier Crash’ti ve son müzayedenin de gösterdiği gibi, statüsü seçkin bir tuhaflıktan tüm zamanların klasiği olmaya yükselmiş durumda. Cartier, takdire şayan bir oportünizmle bu yaz yeni bir versiyon üretti: Platin ve beyaz kadranlı, sadece Bond Street butiğinde bulunabilen bir model. Ayrıca, markanın koleksiyoner sınıfı Cartier Privé bayrağı altında bu yıl duyurulan ve 1921 tarihli orijinal Tank’tan esinlenen Tank Normale de dikkat çekiciydi. Hemen fark edilen en etkili yeni yorum, mikro bağlantılı tam bir altın kayışa sahip sarı altın bir modeldi. 1920’lerden çok 1970’lere ait olan bu model, Vacheron Constantin’in kusursuz 222’si ile aynı jetset enerjisini sunuyor.

Ancak zarif sofistike duruş ve güzellik konusunda Grand Seiko’nun bu yılki “Hana-ikada” Spring Drive modeli Cartier’e bile üstün geliyor. Pembe altından eski moda bir kasa tasarımı olan bu saatin ışıltısı, Grand Seiko’nun kadran yapımında giderek daha tarz sahibi olan yaklaşımının özellikle zarif bir örneğini teşkil ediyor: Kiraz çiçeğinden esinlenilmiş, aşındırma desenli, yaldızlı pembe ham pamuk etkisi taşıyor.

İngiliz markası Fears ise çekici ve çok yönlü Brunswick saatleriyle birkaç yıldır özenli bir şıklığın kalesi durumunda. Kral Charles’ın taç giyme töreni münasebetiyle Brunswick Au’yu piyasaya çıkardı, ancak Canterbury’li kuyumcu Justin Richardson’ın özenle işlediği sarı altın bir kasayla zengin bir kızıl kadranı eşleştiren yüksek stiline ve zanaatına takdirinizi göstermek için kraliyet mensubu olmanıza gerek yok. Kral kızılından kraliyet mavisine: Jaeger-LeCoultre’un yakın zamanda piyasaya sürdüğü Master Ultra Thin Moon, bastırılmış Master Ultra Thin estetiğine mavi bir kadran ifadesi katıyor. Master koleksiyonunun ince, geleneksel takım elbise saatleri marka için temel bir yetkinlik, ancak özellikle mekanizma tarafına yeni bir ilgi göstermenin zamanı geldi.

Sonuçta, 1908 ile Rolex uygun fiyatlı ancak teknik özellikleri oldukça yüksek ve tartışmasız biçimde daha ayırt edici bir stile sahip bir saatle silahlarını tamamen bu boşluğa doğrulttu. Takım elbise saatlerinde Rolex rakiplerine meydan okuyor. Buna gelecek yanıt, klasik takım elbise saatlerinin gelecekte göreceği ilgiyi belirleyebilir.