WATCHLAND’IN DROİDLERİ
Tudor ilk kez ana şirketinden farklı olarak kendi bağımsız manüfaktürünü tamamen ileri teknoloji ile donattı.
İsviçre saat yapımcılığını düşündüğümüzde aklımıza gelen ilk fikirler robotlar, droidler, lazerler ve otomasyon olmaz, ancak Tudor’un saatçilik kasabası Le Locle’de yeni açtığı üretim merkezi, tamamen ileri teknolojiyle donatıldı. Tudor ilk kez ana şirketinden farklı olarak kendi bağımsız üretim tesisine sahip şimdi. Sergilenen teknik gelişmeler göz önüne alındığında, doğrudan gelecekten ışınlanmış gibi görünen bu yeni başlangıç, ölçeği ve iyi anlamda karmaşıklığıyla, Rolex’in bu küçük markaya ne kadar yatırım ve beklenti yığdığını gösteriyor.
Markanın imzası olan kıpkırmızı renkteki bina 5.500 metrekareye ve dört kata yayılıyor. İçeride her şey yüksek teknoloji. Binanın merkezinde, depo kasalarından parçaların toplanmasını ve montaja hazır hale getirilmesini otomatikleştiren büyük ve karmaşık bir robot bulunuyor. Konveyör bantlar, hareketleri ve parçaları istasyondan istasyona, tezgahtan tezgaha taşırken, robotik kollar yarı monte edilmiş saatler önlerinden geçiyor ve kronometrik testler yapıyorlar.
Özetlemek gerekirse Watchland’ın kalbindeki bu kıpkırmızı yapı sadece bir fabrika değil, aynı zamanda cesur bir girişim de. Tudor’un fiyatlarını etkilemeden hem saatlerinde hem de onları üretme biçiminde böyle bir yükseltme yapmayı planladığı düşünüldüğünde, rakip markaların önümüzdeki yıl savaşa hazırlanmaları gerektiğini düşündürüyor. Oyunun kuralları, inovasyonlarla birlikte her gün biraz daha değişiyor.