GELENEKSEL OLAN MODERN, MODERN OLAN GELENEKSEL OLABİLİR Mİ?
Yüksek saatçilikte zanaata varıncaya kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan Cartier manüfaktürü.
Giriş, gelişme, sonuç: Başta bir kompozisyon yapısı gibi gözüksek de etrafınızdaki her türlü nesnenin nihai haline varana kadar izlediği rotaların bir özeti. Giriş kısmını ihtiyaç, gelişmeyi araştırma ve sonucu ise elle tutulur bir boyut olarak ele aldığımızda yüksek saatçilik ve mücevherin de aynı yolu izlediğini görüyoruz. Hikaye anlatımı, geçmiş/gelecek bağlantısı hatta ve hatta miras kavramları eklenerek… Kısacası spesifik olarak saat ve mücevhere yüklenen anlamların farklı olduğunu kabul ettiğimizden bu iki disiplini özel kılan noktaların ne olduğunu merak etmemek elde değil. Sonuca gelene kadar nasıl işlemlerden geçiyorlar, zanaat mı bu parçaları bu denli değerli ve anlamlı kılıyor? Bazı tasarımlar neredeyse her yüzyıl çeşitli modernizasyonlarla nasıl fenomen hale geliyor? Yoksa sadece bizim yaşadığımız anların özel oluşuyla mı şekilleniyor her şey? Son soru ise biraz daha spesifik; Cartier’yi özel kılan nedir?
Cartier’i düşününce ilk önce, panter kürkünün pırlantalarla kaplandığı, gözlerin ise zümrüt ile tamamlandığı Panthère de Cartier yüzük ya da vida oyuklarına yerleştirilmiş pırlantaların olduğu LOVE bilezik zihninizde canlanabilir. Elbette bu referanslar sadece milisaniyede düşündüğümüzde söyleyebileceklerimiz. Sıfır noktasındaki Cartier’nin giriş bölümü, mücevher evi sıfatıyla başladı. Alfred Cartier, platini mücevher yapımında başarıyla kullanan ilk kuyumcuydu. Bu materyal, özellikle 19. yüzyılda son derece pahalı bir malzemeydi. Çoğunlukla kraliyet ailelerinin yemek takımlarında veya cep saatlerinin zinciri olarak kullanılıyordu. Anti parantez platin yüksek erime noktasına sahip olduğundan işlenmesi bir hayli zordu. Alfred Cartier, pırlantaların parlaklığını vurgulamak için “Garland Style” mücevherlerine platini dahil ettiğinde bir yenilik yaptı. Ailenin mücevher konusundaki gustosu o kadar farklıydı ki bir inci kolye ile 1914’te New York’ta bir dükkan satın alınabiliyordu. Pierre Cartier’nin çift sıralı inci kolyesi Morton Plant’in nişanlısının dikkatini çekince bir takasın içerisinde buldu kendini; Plant’in 6 katlı binası artı inci kolye karşılığında 100 dolar.
1917’de Cartier’ye katılan Jeanne Toussaint ile gelecek yüzyıllarda da marka ile eşleştirmeye devam edeceğimiz Panter motifini katan isim. Öyle ki mahlası “La Panthère” olan Toussaint’nın gösterişli ve güçlü kedigillere karşı ayrı bir tutkusu vardı. Ancak Francesca Cartier Brickell’in kitabı, Cartier’nin hayvan formlarına olan düşkünlüğünün Jeanne Toussaint’dan öncesine dayandığını öne sürüyor. Brickell, büyükbabasının Rudyard Kipling’in The Jungle Book adlı kitabının bir kopyasındaki panter Bagheera’yı işaretlediğini yazdı. Yuvarlak içerisinde alınan panteri de “Yıllar içinde Cartier’in mücevherlerle süslü panterlerinin yaratılışındaki tüm gizli bileşenler olan diğer birçok görüntüyle karışacaktı.” diye açıklıyor. Neticede markanın büyük kedilere bir ilgisi olduğunu her koşulda kabul etmeli.
Mücevher bir yana Cartier’nin saat tarafına geçişi de yakındı. Louis Cartier, saatleri erkekler için popüler hale getiren ilk mücevher tasarımcısıydı. 1800’lerin sonu 1900’lerin başında kadınların bileklerinde zarif saatler görünüyor, söz konusu erkekler olduğunda cep saatinden başka bir alternatif kabul edilmiyordu. Louis Cartier bu tabuları yıkacak, yıkmakla kalmayıp her dönemde “kabul gören” bir fenomen yaratacaktı, o da Santos’du. Uçuş sürelerini ölçmek için cep saatini kullanmanın zorluğunu sürekli dile getiren Alberto Santos-Dumont ile yakın arkadaş olan Louis Cartier, 1904’de Santos ile erkeklerin bileklerine de geçiş yaptı. Tahmin edildiği üzere bu tasarımın pratikliği nedeniyle hızla yayılmaya başladı. Bir mücevher evinden çok da beklenmedik bir hareket olduğu aşikar.
Tasarım ve işlevsellik açısından anlam kazanan birden çok fenomeni ile Cartier’nin manüfaktüründe çarklar titizlikle dönmeye devam ediyor elbette. 2000’de inşa edilen La Chaux-de-Fonds’daki Cartier Manufacture, tasarımdan üretime saat yapımında yer alan zanaatların çoğunu bir araya getiriyor. Zira 120’den fazla meslek 33.000 m2’lik bir alanda toplanıyor. Geleneksel çelik veya altın saatler bu lokasyonda geliştiriliyor ve üretiliyor. Ancak daha önce de belirttiğimiz gibi markayı farklı kılan zanaat algısı manüfaktürün hemen yanında yenilenmiş eski bir çiftlikte yer alan Maison des Métiers d’Art konumunda gelişiyor. Master of Art gliptik (sert taşlara şekil verme ve gravür işleme sanatı) ustalarından birini ekiplerine katarak ve La Chaux-de-Fonds’da Maison des Métiers d’Art’ı kurarak, bu eski, unutulmaya yüz tutmuş ve değerli teknikleri koruma ve yenileme konusundaki kararlılığını gösteriyor. 2014’te kurulan Maison des Métiers d’Art saatçilik, kuyumculuk, kakmacılık, mineleme teknikleri gibi gibi el sanatlarına adanıyor. Ayrıca geleneksel tekniklerin yanı sıra altın macunu gibi Maison des Métiers d’Art’ın geliştirdiği veya yeniden canlandırdığı tekniklerin de merkezi burası. Kakmacılık için dile getirebileceğimiz birçok nokta var özetlemek gerekirse bu sanat, el becerisi ve hareket hassasiyeti gerektiren komplike bir iş. Bir kakma kadran oluşturmak yaklaşık 50 saat sürüyor ve tasarımcının çizimini gerçeğe dönüştürmek için ise ortalama 200 hasır veya ahşaba ihtiyaç duyuluyor. Cartier’nin üçüncü lokasyonu ise bir uzmanlık ve araştırma merkezi. Couvet’teki Manufacturing Lab ve the Carter Watchmaking Institute geçtiğimiz sene, geleceğin üretimini inşa etmek ve saat yapımcılığı mesleklerinin gelişimini öngörmek için yeni girişimler ve dijital teknolojiler geliştirmek amacıyla açıldı. Bu disiplinler arası proje, müşteri hizmetlerini, ürün kalitesini ve izlenebilirliğini ve ayrıca süreç optimizasyonunu iyileştirmeyi amaçlıyor.
Tasarımların konumunu biliyoruz peki süreç nasıl işliyor? Öncelikle tasarım ekibi yeni bir tasarımın 3 boyutlu modellerini, tüm bileşenlerine ve bu bileşenleri elde etmke için gerekli olabilecek yeni araçlara kadar teknolojiden yararlanılıyor. Prototip oluşturma için onaylanmadan önce kullanım, aşınma ve işlev simülasyonlarından geçiyor. Ekip, son montaj sürecinde her vidanın ne kadar sıkı olması gerektiğini bile hesaplıyor. Sanal model bilgisayardaki tüm simülasyon testlerini geçerse, 3 boyutlu yazıcı kullanılarak mum model üretimine onay veriliyor. Bu son teknoloji yazıcılar, hareketli bağlantılara sahip işlevsel bir kayış da dahil olmak üzere saatin tamamını basıyor. Ancak teknolojinin yardımı sizi yanıltmasın belli başlı noktalarda teknolojiden yararlandıktan sonra Cartier denkleme zanaatı kesinlikle ekliyor.
Sonuç… Gün sonunda ister bir mücevher ister bir saat isterse de mücevher ve saatin kombinasyonu olsun, Cartier geleneksellik ve çağdaşlık arasındaki hassas dengeye önem veriyor. Unutulmaya yüz tutmuş değerlerin pekala modernite ile paralel olarak sürdürülebileceğinin bir kanıtı olarak da kendi tarzında anlamlar yüklüyor.