DAYTONA DAHA DA COOL
Geçmiş referanslar ve modernleşen tarafları ile bir fenomen olan Cosmograph Daytona’nın güncel yenilikleri.
Bilirsiniz ki Daytona, sadece bir saat modelinden ibaret değildir. Kişiliğin yansımasıdır, hızlı yaşamın, çekiciliğin, çabasız zarafetin saate dönüşmesidir. İyi bir saati her defasında daha ileriye taşımanın zorluğu da buradan gelir. Yarım yüz yılı aşan zamandır kendi kalibresini üretme kapasitesine sahip Rolex, 1963 yılında piyasaya sürdüğü Cosmograph Daytona’nın 60. yılında fenomen modeline bir güncelleme getirdi. Kadrandaki “Daytona” ibaresi Florida’daki Daytona Uluslarası Yarış Pisti’nin referansını taşıyor. Bir diğer taraftan Rolex’in motor sporlarıyla olan ilişkisi seneler içerisinde güçlenerek kıyaslanamaz bir marka bilinirliği sağladı. Elbette yarış, hız ve adrenalinin temsilcisi haline dönüşen Rolex Daytona’nın herkes tarafından benimsenmesini popüler kültüre taşıyan en önemli isimlerin başında Paul Newman var. Newman’ın peşi sıra John Mayer’den Brad Pitt’e; Ellen DeGeneres’dan Roger Federer’e kadar birçok isim de farklı tarzlarıyla Daytona’nın sınırlarının ne kadar geniş olabileceğini kanıtladı.
Markanın kademeli olarak yaptığı değişikliklerle modeli daha da vazgeçilmez kıldığı bir gerçek. Şimdi Cosmograph Daytona’nin gizli cevherini ortaya çıkarmak için saati ters çevirmeniz yeterli. Safir cam arka kasasında sergilenen yepyeni 4131’lük kalibresini görüyoruz. Bu noktada ayrı bir parantez açmak gerekiyor, birçoğumuz sadece platinyum modelde kalibrenin görünebileceğini düşünürken Rolex, Le Mans’ın 100. yıl dönümünü yine aynı şeffaflıkta kutladı. Kalibreye tekrar dönecek olursak yeni rotor yenilenmiş işlemelere sahip. Rolex bu yeni kalibresinde mekanizmasını tamamen optimize ederek güvenilirliğini ve dakikliğini maksimum seviyeye çıkardı.
72 saatlik güç rezervi ile Daytona’nın bir başka görünen değişimi de kasa çapında. Öyle ki her ne kadar da biz eski modelleri 40 mm olarak bilsek de yeni Daytona 1,5 mm büyüyerek gerçekten 40 mm oldu. Esasında kasa kalınlığının artması modele göreceli bir zarafet kattı. Bir başka fark edilen değişiklik ise klasikleşmiş bezelin incecik bir çerçeveye oturtulmuş olması. Ayrıca saat indeksleri ve kronograf kadranı için de aynı durum geçerli. Uzun lafın kısası genel hatları ile Daytona’nın sert sportif havasını biraz da kırdığını dile getirirsek yanılmış olmayız. Ancak görünürde minör, teknik tarafında majör kabul edilebilecek değişimleri ile kabul görmüş Daytona için söylenecek söz çok basit: Hala çok cool!