CİNSİYET ETİKETİ OLMAYAN SAATLER

  • 74 SHARES

2023 finaline yaklaşırken, yüksek saatçilik de cinsiyet temelli bazı idefikslerini geride bırakmaya hazır gibi görünüyor.

Uniseks akımının moda sektöründe dozunu iyice arttırmasının tezahürleri, bir süredir saat seçimlerinde de kendini belli ediyor. Bu aslında yeni bir alışkanlık değil, dolayısıyla uniseks saatleri yeni bir trend olarak nitelemek de doğru değil. Kelimenin anlamının temelinde, iki cinsiyete de uygun olma durumu yatıyor. Erkek saatlerini takmayı tercih eden bazı hemcinslerimiz, zaten uzun bir süredir maskülen aksesuarlar başlığı altında bunu pratik ediyorlar. Bu trend 2010’larda o kadar normalleştirildi ki, uzun bir süre bir adı bile vardı: “the boyfriend watch”. Victoria Beckham gibi feminen bir figürün, yıllardır sadece Patek Philippe Nautilus’un 40 mm’lik kasa çaplı “Jumbo” versiyonunu tercih etmesi, bu trendin en sağlam örneklerinden biri. Beckham’ı arama motorlarında özellikle saatleri hakkında arattığınızda, çoğu fotoğrafta beden dilinin saatini göstermeye çalıştığını fark edebilirsiniz. Ve çoğu durumda kolunda bir Nautilus göreceğinize emin olabilirsiniz. Beckham, bu modeli kendi adını taşıyan moda markasını kurduktan sonra tercih etmeye başladı. Kadınlar için hala maskülen aksesuarlar, hayatlarının belirli dönemlerinde bir güç unsuru olarak devreye girebiliyor.

Neyse ki bu talebin artık karşılıklı olması an meselesi. Yeni olarak etiketlenebilecek durum ise erkeklerin de artık kadın saatlerine ilgi duyup bu modellere bileklerinde yer açmaya başlamaları. Bunu bir trend olarak adlandırmak için henüz çok erken çünkü şu an kadın saatlerini gündelik hayatına entegre edebilmiş erkek sayısı bir hayli az. Konuşulmaya başlanmasına aracı olan isimler ise tahmin edileceği üzere günümüz popüler kültürünün yapıtaşlarından birkaç şarkıcı ve oyuncu. The Weeknd’in bu yılki Cannes Film Festivali’ne Piaget’nin tümüyle pırlanta ve sarı safirle kaplı Limelight Gala High Jewelery isimli saati takmasıyla bu konu editoryal olarak değerlendirilmeye başlandı. Bir saat kadar pırlanta bir bileziği de andıran modelin, 32 mm’lik kasa çapına sahip kadranında yalnızca 289 adet pırlanta bulunuyor. The Weeknd dışında bu saate sahip olabilecek toplam kişi sayısı ise 7. İşin içinde 700’e yakın değerli taş olunca, liste ancak bu kadar genişletilebiliyor. Ne de olsa sınırlı sayıda üretim fikri, lüks tüketiciler için hala sihrini koruyan bir pazarlama tekniği.

Kadın saatlerinin yüksek mücevheratla eş zamanlanabilme durumu, işi bazı XY kromozomlular için de enteresanlaştırıyor. Halihazırda mücevher takmayı seven erkekler için bu saatlerin bir cazibe haline dönüşmesi gayet anlaşılabilir bir durum. Hip hop kültüründe mücevher, her daim kendini ifade etmek için şarkı sözleri kadar etkili bir araç oldu. Gösterişli olmak, başarıyı tasdik etmenin kısa yollarından biri olarak kabul edildi ve bu formül kısa süre içinde alt kültürün görsel dünyasını tümüyle şekillendirdi. Pharell Williams’ın mücevher sevdasının sonunun, geçtiğimiz sene Tiffany & Co. ile iş birliğinde pırlanta çerçeveli bir gözlük tasarlamaya kadar gittiği düşünüldüğünde, lüks markalar için popülizm yörüngesinde sonsuz bir potansiyel var. Kanye West’in 2019’da Cartier Crash’iyle görüntülenmesinin de yüksek saatçilikte unisex trendinin oluşmasında büyük bir yeri olduğunu da atlamamak lazım. Kanye West hala Kanye West’ken ve insanların alışveriş alışkanlıklarını şekillendiriyorken, ultra komplike ve pahalı erkek modellerindense, sofistike bir Crash’i seçiyor oluşu, saat trendlerine dair zamanın aklı selim bir öngörüsü olarak değerlendirilebilir.

“Gender fluid” (cinsel akışkanlık) kelimesi moda sektöründen sonra artık yüksek saatçilikte de kendine yer buluyor ve bu birçok markanın önceliklendirmeye gayret ettiği bir pazarlama stratejisi haline dönüşmeye devam ediyor. Etiketlerin sadece sınırlamalara sebep olduğu düşünüldüğünde, saat modellerini de kadın ve erkek olarak ayırmak sadece ayrışmaya sebep oluyor. Mesela oyuncu Timothée Chalamet, Cartier’in yüzü olduğundan bu yana saat seçimini, markanın en yeni erkek modellerindense, vintage bir Panthere’den yana kullanıyor. Bu model, markanın benzer bir forma sahip 32 mm’lik kasa genişliğindeki erkek modeli Santos yerine, ince bilekli her erkek için daha iyi bir fikir olabilir. Ya da tam tersi daha maskülen tasarımlardan hoşlanan kadınlar için Santos bir opsiyona dönüşebilir. Cartier, bu konuda insiyatif almaya erken başlayan markalardan biri. Markanın web sitesine girdiğinizde, Santos sekmesinde erkek model fotoğraflarının yanı sıra kadın modelin de kullanıldığı fotoğraflar büyük bir adım olarak nitelendirilebilir. Zaten, bir saati iki cinsiyete de satmak varken neden müşterileri birbirinden ayrıştırasınız ki? Bu sene finalini yapan Succession dizisinin oyuncularından Jeremy Strong da saat seçimleri konusunda Chalamet ile benzer bir strateji izleyen isimlerden biri. Bu yılki Met Gala’da Richard Mille’in ilk kadın spor saati olarak tanıttığı RM 07-04 modelini takmayı seçen Strong’un, ilk bakışta bunu Prada full look kıyafetiyle uyumlu olması için seçtiğini düşünebilirsiniz. Modelin yeşil kadranı ve Strong’un gömlek renginin ton sür ton oluşu akıllara bunu getiriyor. Ama aslında Strong gibi ince bilekli bir insan için bu markadan bir saat takmanın en mantıklı yolu. Richard Mille’in erkek modellerinde bir anda kasa çapının 45 mm’ye çıkıyor olması, tercihleri ister istemez şekillendiriyor.

Yüksek saatçilikte bu uniseks fikirleri destekleyen ve trend olarak nitelendirilebilecek bir diğer durum, modellerin kasa çaplarında genel olarak küçülmeye gidilmesi. Erkek saatlerinde 39 ve 41 mm’lik kasa çaplı saatlere olan talep, Panerai ve Chopard gibi daha maskülen çizgileriyle bilinen markaların bile koleksiyonlarındaki modellere küçük çaplı bir güncelleme uygulamalarına yol açtı. Panerai’nin bu seneki Watches & Wonders’da yeni tanıttığı 40 mm kasa çapına sahip Radiomir Quaranta, Radiomir ailesinin bugüne kadarki en fonksiyonel modellerinden biri olarak kabul ediliyor. Kasa çapları büyüdükçe, kasanın ağırlığı da artıyor ve çoğu kişi bileğiyle artık bu tip bir yükü sırtlanmak istemiyor. Chopard da benzer bir yaklaşımı, Alpine Eagle koleksiyonuna ait yeni modellerinde uyguluyor. Marka, bu sene tanıttığı iki yeni Alpine Eagle erkek modelinde de kasa çaplarını 41 mm’de sabitliyor. Böylelikle markanın en maskülen koleksiyonlarından birine ait kaideler bir anda güncellenmiş oluyor. Alpine Eagle 41 XPS gold renkli kadranıyla daha feminen olarak adlandırılabilecekken, siyah kadranlı Alpine Eagle Cadence 8HF ise kimileri için daha güvenli bir opsiyon olabilir.

Cinsiyet sınırlarının tüm normlarda olduğu gibi saatler üzerinde de hala çok net tavırları var. Dolayısıyla bileklerde radikal bir değişimin yaşanması zaman alacak gibi görünüyor. Çoğu coğrafyada erkeklerin mücevher takması bile hoş karşılanmazken, kadın saati takmanın genel bir kaideye dönüşmesi kolay değil. Uniseks adı altında daha fazla “gender-fluid” tasarımın yapılması ve kasa çaplarında küçülmeye gidilmesi uzun vadede daha çok karşılaşacağımız, garantici yaklaşımın bir parçası olacak. Kadın saatlerinin benimsenmesi konusundaki tohumlar, popüler figürler tarafından yeni yeni atılıyor, gündelik hayatta meyvelerini toplamak için hala biraz zamana ihtiyaç var.