BRÜTALİZMİN İZİNİ BİLEKLERDE SÜRMEK
2024’te tanıtılan yeni bazı saat modellerinin ortak noktası, brütalist tasarım kodlarını yad etmeleri.
Her ne kadar akla ilk getirdiği İngilizce kelime olan “brutal”den türetilmese de brütalizm, genelde jargonumuza daha realist olmamız gereken zamanlarda yeniden girmeye meraklı bir mimari akım. İkinci Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan konut krizini çözmek adına üretilen ve Fransızca işlenmemiş beton anlamına gelen “béton brut” kelimesinden türetilen brütalizm, 80’lere kadar popülerliğini birçok ülkenin manzarasında koruyor. İnşaatı maddi manevi yorucu olmayan, pratik ve çözüm odaklı bir mimari dile sahip akım, zamanla dönemin otoriter siyasi tablosuyla da ilişkilendirilir hale geliyor. İşlenmemiş betonun soğukluğu, Dünya’da olup bitenleri iyi özetliyor, dönemin haleti ruhiyesinde hiç sırıtmıyor. Hatta bugüne kadar korunan çoğu brütalist yapının devletler tarafından fonlanarak, kütüphane, kültür merkezi veya toplu konut gibi işlevlerde kullanıldığını söylemek mümkün.
Peki bütün bunlara bir saat konusunun girizgahında neden yer veriyoruz? 2024’te tanıtılan yeni bazı saat modellerinin ortak noktası, brütalist tasarım kodlarını yad etmeleri. Audemars Piguet’nin (Re) Master02 Selfwinding, markanın tarihçesinde brütalizme sempati beslediği 60’lardan ilham alıyor. 60’larda üretilen ve referans verilen modelin tasarımı Gérald Genta’ya ait. Sadece 250 adet üretilen saat, (Re) Master koleksiyonunun ikinci modeli. 2020’de tanıtılan koleksiyonun ilk modeli ise markanın 1943 yılında ürettiği bir kronograftan ilhamla tasarlanmıştı. (Re) Master02’nin asimetrik bir dikdörtgeni andıran brütalist kasası, 41 mm boyutunda. Audemars Piguet’nin bu modelle tanıttığı 18 karat kum rengi altın, ışık ve bilek hareketiyle değişen, sarı altın ve pembe altın arası bir yerde konumlandırılıyor. Asimetrik kasaya uyumlanmak adına saatin camının da ışık oyununa uygun geometrik bir tasarımı var.
60’lar ve akabinde 70’lerde mimari bir akım olarak bir hayli popüler olan brütalizme dair tek saat örneği Audemars Piguet’ye ait değil. Rolex, kadran formunda deneyselliği bu yüzyılda bırakmış olsa da 20. yüzyıl’da daha farklı düşünüyor olsa gerek.
Ya da Gérald Genta, marka için öyle düşünüyordu da denilebilir. 1964 yılında Rolex’in tanıttığı en ağır altın saat olma özelliğini taşıyan Midas, entegre bileziği ve asimetrik kasası ile brütalist olarak yorumlanmaya bir hayli müsait. Zamanının en pahalı Rolex’i olma özelliğine sahip Midas’ın tasarımı, Atina’daki Parthenon’dan referanslar taşıyor. Zamanla modelin farklı materyallerden versiyonlarını da satışa sunan manüfaktür, 76 yılında beyaz altın ve lapis lazuli kadranlı bir Midas tasarlıyor. Model, bugün hala Christie’s müzayedelerinde ender de olsa karşımıza çıkabiliyor. Bu brütalist tasarımın güncel yansıması ise Toledano & Chan markasına ait. Marka, halihazırda zaten ilham kaynakları arasında Midas’ın adını geçiriyor ve brütalizmi de unutmuyor. The B/1 isimli saat, paslanmaz çelik entegre bir bileziğe ve lapis lazuli bir kadrana sahip. Audemars Piguet de olduğu gibi asimetrik kasa trendi bu modelde de devam ediyor. İlgisini çekenler için saatin şu an sold-out olduğunu ve 2025’te yeniden satışa sunulacağını söyleyebiliriz.
Entegre bilezikten konu açılmışken, 70’lerde bunun bir furya olduğunu ve brütalizm ile ilişkisini unisex bir modelde inceleyen markalardan bir diğerinin Piaget olduğunu eklemek lazım. Polo modelini, markanın bu yıl Polo 79 adıyla yeniden satışa sunması da manidar. Manüfaktürün 1979 yılında tanıtıldığı için etkisi 80’lere sirayet eden tasarımı, 45 senenin ardından 2024’te minimum güncelleme ile yeniden karşımızda. Markanın dördüncü nesil varisi Yves Piaget, aslında jet-set hayatına uyum sağlayacak bir model yaratmak
istiyor. Dönemde polo sporu, Ralph Lauren’den de bilindiği gibi bu hayatın vazgeçilmez bir parçası. Nitekim Piaget de rekor incelikteki 3.1 mm’lik quartz mekanizmaya sahip, analog göstergeli bu ilk modelin tanıtımını Palm Beach’te düzenlenen World Cup’ta yapıyor. Tasarım, elegan bir spor saati olarak tanıtılsa ve polo sporu ile özdeşleştirilse de form olarak dönemin mimarisinden izler taşıdığını kabul ediyor. 2024 model Polo 79, otomatik kurmalı 1200P1 kalibre ile çalışıyor ve tümüyle altın kadran, kasa ve entegre bileziğe sahip. Orijinal model ile en büyük farkı ise kasa çapının 4mm büyütülerek 38 mm’ye çıkarılması. Genç jenerasyonun vintage saat modellerine olan ilgisini, kendi arşivinden tasarımlarla karşılayan markaların bu oyunda 1-0 önde olduklarını söylemek mümkün. Zira içi iyice boşaltılan ikon kelimesinin yüksek saatçilikte karşılığı, karşımıza çok sık çıkmıyor.
Tasarımcı Brad Dunning, brütalizm ile on & off ilişkimizi özetlerken: “Brütalizm, mimarinin tekno müziğidir. Korunması maliyetli, yok edilmesi ise zordur. Kolaylıkla değiştirilemez ve yeniden yapılandırılamazlar dolayısıyla çoğunlukla mimarlarının istedikleri gibi kalırlar. Bu dönemki popülerlikleri ise belki de kaotik ve parçalanan dünyamızda istikrarın hiç olmadığı kadar çekici olmasıdır.” ifadelerini kullanıyor. 2018’de kurulan bu cümle, 2024’ün son çeyreğinde kesinlikle daha fazla anlam ifade ediyor. İnsanların bir anda bu akımdan izler taşıyan tasarımları günlük bazda üstlerinde taşımak istemesine de şaşmamalı.