ALTIN, YİNE ALTIN

  • 51 SHARES

Artık altın, spor ayakkabılar, vintage kazaklarla ya da geniş paça pantolonlarla bir ara kullanılmaktan korkmuyor.

Altın saatler daha önce bize hep bir başkasından kalmış olurdu, yaşça büyük olan birinden. Manşetli bir gömleği olan ve saatini mağrur bir başarı duygusuyla takan birinden… Altın materyali başlangıç noktası değil, bitiş çizgisiydi – 50. yaş günü hediyesi, başarı simgesi, bir nesilden diğerine aktarılan bir miras. Ağırdılar, hem his olarak hem de anlam olarak. Ama artık bir şeyler değişti.

Bugün, bir zamanlar çekmecede tozlanan ya da kadife bir kutuya kilitlenen altın saatler yeniden ortaya çıktı. Bir yaş ya da varsıllık sembolü olarak değil, kişisel bir stil ve sessiz bir güç nesnesi olarak… Ve şaşırtıcı bir şekilde yeni nesil de tercihlerini vintage başlığında altın materyalinden yana kullandı. Değişim de tam olarak burada start aldı.

Saatler, genel olarak, çeşitli yaş gruplarına farklı şekilde hitap ederdi. Kabaca bir yaş çizelgesi çıkardığımızda 20’li yaşların başındakiler genellikle – dijital yüzler, kauçuk kayışlar, büyük boy logolar gibi- gündelik parçalara yöneldiğini, 20’lerin sonlarına ve 30’lu yaşlarının başlarına doğru ilerledikçe tarzın da değiştiğini görüyoruz. Tasarım daha kişisel hale geliyor, zevkler olgunlaşıyor. Saat artık sadece zamanı kontrol etmek için kullanılan bir nesne değil, kimliğin bir uzantısı oluyor. Geri kalan yaş grubu ise bildiğiniz gibi…

Ama altın geçmişin parlak, büyük boy altınlarından daha fazlasını öneriyor; bir diğer deyişle yeniden tasarlanıyor. Daha ince kasalar, daha sıcak tonlarla… Parlak sarılar, fırçalanmış pembe tonlara dönüşerek yumuşuyor. Parçalar daha yalın, kadranlar daha incelikli. Altın odağındaki Cartier’in Santos-Dumont’unu ya da Rolex Cosmograph Daytona’sından Audemars Piguet Royal Oak’ın pembe altın modern yorumları takım elbiselerle değil, yıpranmış kotlarla veya kat kat ketenlerle giyilen dinamik yaşamlar için tasarlanmış gibi hissettiriyor.

Altının dayanıklılığı ve görsel dildeki güçlü etkisi, markaların altın alaşımlarını geliştirmesine de neden oldu. Rolex, solmaya karşı direnç gösteren ve zaman içinde bir ton sağlayan patentli bir karışım olan Everose altını yarattı. Öte yandan Patek Philippe, özellikle Calatrava ve Nautilus koleksiyonlarıyla altın ile direkt olarak ilişkilendiriliyor.

Q-P No.60 sayısında yer alan yazının devamı için info@qpmagtr.com adresine e-mail atabilirsiniz.