Panerai Laboratuvarlarından Yenİ Bİr Model
Laboratorio di Idee, bu kez 50 yıl boyunca müdahaleye gerek duymayan bir Panerai yarattı.
Manüfaktürler sanırız en büyük mesailerini modellerde kullanılan materyaller üzerine harcıyorlar. Çünkü hem kasa hem de mekanizma genelinde bu materyaller büyük yeniliklerin tetikleyicisi oluyor, tıpkı Panerai’nin yeni parçası LAB-ID’de olduğu gibi.
PAM00700, 50 adetle limitli ve karbonu efektif şekilde kullanan bir saat, modelin kasasında Panerai’nin daha önceleri de kullandığı carbotech tercih edilmiş. Karbonfiber altyapısıyla ilk kez manüfaktürün yüksek saatçiliğe armağan ettiği parça hafifliği ve görsel yapısındaki farklılığı sebebiyle benzersizliğiyle biliniyor. Ancak Panerai’nin karbonu kullanış biçimi PAM00700 nezdinde biraz daha farklı.
Model elle kurmalı manüfaktür kalibre P.3001/C’yi kullanıyor, isim takısının sonunda yer alan ‘C’ mekanizmanın karbon üzerine kurgulandığını işaret ediyor. Üç günlük güç rezervi bulunan P.3001/C’nin avantajı sadece 4 jewel kullanması ve köprü ve plakalarda karbon bazlı seramik kaplı parçaları tercih etmesi. Bu etmenlerin sonucunda da yağlamaya 50 yıl boyunca ihtiyaç duymaması. Kısacası Panerai’nin yeni kalibresi yüksek saatçiliğin önünde açılan devrimsel bir kapı anlamını taşıyor. PAM00700, 50 adetle limitli olabilir ancak bundan sonrası için üreticinin yeni modellerinde bu teknolojinin türevlerinden de yaralanacağını düşünürsek yağlama üzerinden bir yarışın başlayacağını tahmin edebiliriz.
Saatin en dikkat çekici kısmı ise görsellerden de anlaşılacağı üzere kadranı. Panerai mavi super-luminova’nın etkisini artırmak için kadranda ışığı daha iyi emen ve siyahın etkisini artıran karbon nano tüpler kullanmış. Bu sayede siyahın derinliği artıyor ve ortaya sandviç kadranın mavi açıklıkları kalıyor. Luminor Panerai yazısının da safir cam üzerine işlenmesiyle bu efektif görünüm katlanıyor. 49 mm’lik kasa çapı herkes için makul sayılmayabilir fakat gelecekte aynı teknolojilerle kurgulanmış daha minimal Panerai’lere rastlamamız kaçınılmaz, o yüzden bu modeli bir ilk adım olarak kabul etmemiz ve manüfaktürün fütüristik hamlelerini takip etmemiz lazım.