Longines HAZİNESİ
Marka vintage modelleri güncelleme trendini devam ettiriyor, akımın son üyesi Flagship.
Longines gibi bir geçmişe sahip olsaydınız siz de muhtemelen vintage koleksiyonları tekrar gündeme getirirdiniz, üstelik bu modellerin tarihte hatırı sayılır bir öneme sahip olduğunu da düşünürsek bunu yapmamanız büyük hata olurdu. Manüfaktürün 2016 içerisinde kaç modelini bu şekilde yenilediğini sayamadık, rakam gerçekten yüksekti ve bu modellerin hepsinde de başarı yakalandı.
2017’nin başı ise üreticinin 60. yaşını kutlayan serisi Flagship’e yönelmesi anlamına geliyordu, 1957’de lanse edilen seri, Amerika pazarını tam da ‘mad men’ döneminde avucunun içine almıştı. Flagship her anlamda bir takım elbise saatiydi ve gelişen ABD ekonomisi içinde kendine yer edinmek isteyen tüm iş adamları için saat bir cazibe unsuru olmuştu. Güncellenen Flagship’ler üç farklı şekilde tercih edilebiliyor; beyaz ve sarı altın kasaya (her ikisi de 60 adetle limitli) ek olarak 1957 adetle limitli paslanmaz çelik modeller mevcut. Her birinde otomatik kurmalı ve ETA 2895/2 üzerine geliştirilmiş, 42 saat güç rezervli L609 kullanılmış. Her saat 38.5 mm’lik kasa çapına sahip ki bu rakam orijinal modele sadık kalındığının bir kanıtı. Kronograf dönemine kadar kol saatleri (özellikle smokin ve takım elbise saatleri) minimal yapılarıyla sahnedeydi ve işin güzel tarafı bu parçalar her daim tercih edilebilirdi. Ancak modelin özüne sadık kalmasında en büyük pay ne kasa çapına ne de kullanılan krokodil kayışa ait; kadran başlı başına vintage modelin temsilcisi. İki tona sahip kadrandaki küçük saniye göstergesi, Longines logosunun altında yer alan ‘Flagship’ imzası ve markanın tarihi ibreleri hem saatin hem de üreticinin karakterini en kısa yoldan yansıtan elementler. Flagship 1950’lerdeki etkisini hissettirir mi bilinmez, fakat tasarım aşamasından butiklere gelene kadar planlanan süreç büyük bir işin ortaya konulduğunun kanıtı. Flagship amacına ulaşan bir parça.