DEFY LAB EVRİMİ
Zenith Defy Lab osilatör sistemini tek bir silikon parça üzerinden geliştirdi, böylelikle hassasiyet ve verim anlamında devrimsel bir yenilik yaptı.
Zenith 150 yıldan uzun süredir yüksek saatçilikte mekanik saatler üreten bir manüfaktür, Jean-Claude Biver’in de tekrarladığı üzere marka tradisyonel saat yapımcılığının çağdaş yöntemlerle uygulandığı bir yol izliyor. Bu sayede kabul görmüş teknikleri nasıl daha iyi hale getirebilecekleri üzerine kafa yoruyorlar. Bugün tanıtılan yeni Defy Lab parçası da son dönemde Zenith’in misyonlarıyla örtüşen en nitelikli parça. Çünkü bu kez ne yeni kasa materyali ne de kadran üzerindeki sıra dışı iskelet görünüm bahsedeceğimiz ilk şey değil; mekanizma tamamen devrimsel birkaç yenilik içeriyor. LVMH Grubu’nun saat araştırma ve geliştirime bölümü ZO 342 kalibre ile osilatör sistemini baştan aşağıya değiştirmeyi başarmış. Yeni mekanizma 32.8 mm’lik çapa sahip, kalınlığı ise sadece 8.13 mm. Ancak asıl yenilikçi hamle osilatörde; tek parça halindeki silikondan yapılan element yalnızca 0.5 mm kalınlığında (standartların 5 mm olduğunu unutmayalım). Regülatör organında yaklaşık 30 parça yer alırken buradaki rakam söylediğimiz gibi sadece 1, yani ortada monolitik bir teknik var. Bu sistem sayesinde mekanizmanın frekansı saniyede 15 Hertz ve günlük hata payı da yalnızca 10 saniye. Üstelik yeni modelde tanıtılan sistem 60 saatlik güç rezervinin %95’inde güç aktarımını aynı oranda sağlayabiliyor. Yani kalibrenin ömrü azaldıkça mekanizmanın hassasiyetinde hata payı artmıyor ki bu durum yüksek saatçilikte karşılaşabildiğimiz bir olumsuzluk. Monolitik yapı doğal olarak mekanizmanın bakımını da kolaylaştırıyor; osilatör içerisinde sürtünmeye sebep olacak ikinci bir bileşen olmadığı için yağlamaya da ihtiyaç duyulmuyor.
Zenith bu modeli 10 farklı şekilde konsept olarak tanıttı. Şimdilik hepsi markanın koleksiyonerleri tarafından satın alındı bile. Ancak güzel haber şu, hem bu mekanizmaya hem de kasa materyaline sahip saatler yakın bir gelecekte Zenith koleksiyonlarında yer alacak. Materyal demişken yeni modellerde gelişimi Hublot’nun ar-ge departmanı tarafınca sağlanan aeronith kullanıldığını belirtelim (Zenith’in Mr. Biver’e ilişkileri sebebiyle teşekkür etmesi gerekebilir). Aeronith çok bağlı bir alüminyum yapısına sahip ve temel özelliği olarak hafifliği ön plana çıkıyor; kısacası kendisi alüminyum, titanyum ve karbon fiber yapıların hepsinden daha hafif. 44 mm’lik kasanın kalınlığı 14.5 mm ve mekanizmanın çağdaş tavrını ortaya koyabilecek şekilde hem kadran hem de kasa arkası ZO 342’yi görünür kılıyor. Şimdilik yeni Defy Lab modellerini konsept olarak düşünebiliriz, fakat yakın gelecekte teknolojik Zenith’ler görmemiz mümkün.
Limitli koleksiyonda yer alan diğer modeller;