DA VINCI SEMPATİSİ
IWC’nin 2017’deki hamlesi Leonardo Da Vinci’nin soyut değerlerini mekanik ve somut bir gerçeklikle bir araya getiriyor.
IWC’nin bu yıl SIHH için seçtiği şanslı koleksiyon Da vinci oldu. Markanın her yıl tek bir koleksiyona odaklanması kimileri tarafından kuşkuyla yaklaşılacak bir strateji olabilir ancak IWC yönetim ekibine göre manüfaktür uzun yıllardır bu planlamayla istediklerine ulaştı ve kazanırken değişiklik yapmak takdir edersiniz ki çok da akıllıca bir hamle değil. IWC’nin marketing bölümünden sorumlu olan Franziska Gsell’e göre her yıl tek bir seriye odaklanmak diğer koleksiyonları canlı tutmak için büyük bir çaba gerektirse de herkes durumdan memnun gözüküyor, sadece IWC ofislerindeki mesai saatleri bu anlamda esneklik gösteriyor olabilir. Da Vinci’ye yönelimle birlikte IWC’de dikkat çeken bir başka hamleye de yine SIHH 2017’de tanık olduk, marka kısa süre önce kadın modellerine olan hassasiyetini göstermişti ve Da Vinci’de de bu strateji devam etti. Kadınlar için üretilen 36 mm kasa çapına sahip modeller bir gerçeğin farkına varmamızı da sağlamış oldu, Engineered for Men mottosu geçerliliğini yitirmedi fakat farklı bir algı yaratma çabasına girdi. Marka uzun yıllardır maskülen modelleriyle bu deyimin hakkını tam anlamıyla verdi, ilk bakışta bu marketing söylemi risk içeriyormuş gibi gözükse de aslında bir bakıma kadın müşteriler için kışkırtıcı gözükebilirdi. Bu sadece bir ihtimaldi, şimdi baktığımızda ise bir gerçeklik olma yolunda ilerliyor. Belki de IWC’nin sahip olduğu imaj ve özgüven markayı bu yöne itmiş olabilir, üretici şimdiye kadar ürettikleri ve sunduklarıyla erkek müşterileri zaten kazanmıştı, karşı cinse fazla yüz vermeyip onlar üzerinde belki negatif bir etki yarattı, ancak kadınlar tarafından hep merakla takip edildi. Ve şimdi IWC kadınlara da göz kırpmaya başladı, uzun yıllardır süre gelen bu strateji kadınların daha önce butiklerine fazla uğramadığı IWC’yi bir adım öne çıkardı. Bu en başından beri planlanmış bir şey gibi gözükmese de şimdilerde işe yarayan bir politika ve Da Vinci’de de kadınlara yönelimi gördüğümüze göre hem arz hem de talep doğrultularında iki tarafta mutual bir ilişki içerisinde.
Da Vinci Perpetual Calendar Chronograph 43 mm’lik kasa çapıyla kadınlar hedeflenerek üretilmiş bir model değil, ancak Leonardo Da Vinci’nin izlerini taşıyan bir parça olduğu için onlar üzerinde ilgi uyandırabilecek bir saat. Ne de olsa söz konusu karakter insanlık tarihindeki en çok yönlü mucitlerden biri, belki de ta kendisi. Yeni Da Vinci’ler daha öncelerinde de olduğu gibi bir konsept düşünülerek tasarlandı. Bu kez hayattan tat alma duygusu ön plana çıktı, altın oran da alternatifler arasındaydı fakat IWC daha soyut bir değer üzerinden ilerledi. Hem sanatsal hem de bilimsel anlamda hikayeleri olan bir isme sahipseniz böylesine bir düşünce içine girmeniz ve bundan başarı sağlamanız oldukça yüksek bir ihtimal, ve anlaşılan o ki yeni Da Vinci’ler özellikle de paslanmaz çelik kasayla sunulan bu Perpetual Calendar Chronograph bu başarıya kolayca uzanacakmış gibi görünüyor.
Yeni perpetual calendar chronograph üzerinde hem makul hem de agresif tasarım detayları var. Kasa kulaklarına ve hacimce büyük kasaya dikkat ettiğinizde modelin aslında klasik bir parça gibi göründüğü hissine kapılıyorsunuz, kronograf butonlarına ve tepe koluna baktığınızda ise Ref. IW392103’ün 1960’lardaki kronograf çağında bile benzerine tanık olmadığımız agresif dizayn kodları olduğunu görüyorsunuz. Barut rengi kadran ve paslanmaz çelik kasa modelin kırmızı altın versiyonuna oranla daha gizemli bir yana sahip, 12 pozisyonundaki moonphase alt kadranındaki renk mavi tonlarına karşı zaafı olanları ilk bakışta içine çekebilecek kadar etkili. Hem kasa hem de kadran Da Vinci’nin yeni imajını kolayca anlamamız için bize bir mesaj veriyor, Da Vinci bundan sonra tek bir döneme veya akıma ait olmayacak; hayattan tat alabilmek adına birçok farklı bileşenden faydalanıyor ve insanlar bir şekilde onda kendilerine ait bir şey buluyor, tebrikler IWC.