CHANEL’DEKİ KABUK DEĞİŞİMİ

  • 418 SHARES

Chanel gerçek bir saat manüfaktürü gibi davranmaya devam ediyor, geçtiğimiz yıl tanıtılan Monsieur de Chanel etkili makyaj hamleleriyle daha çekici bir hal aldı.

Moda markalarının kendini yüksek saatçilik sektörüne kabul ettirebilmesi oldukça zor bir aşama, fakat Chanel geçtiğimiz yıl kayda değer bir model yaratarak bu engelin ilk basamağını başarıyla atlamıştı. Monsieur de Chanel, beyaz ve manüfaktürün yarattığı özel materyal olan bej altın seçenekleriyle sunulmuştu. Kasa tercihleri iyi olsa da serinin dikkat çeken tarafı mekanik yönleriydi. Elle kurmalı Calibre 1, retrograde dakika göstergesine ve jumping hour fonksiyonlarına hükmediyordu, üstelik kadran tasarımı da maison’un tarihi simgelerinden Chanel No:5 düşünülerek kurgulanmıştı. Bu sebeple Monsieur de Chanel’e kimse kayıtsız kalamadı ve herkes devamını beklemeye başladı. Marka bu çağrılara kulak vererek renk ve materyal tercihi dışında her şeyiyle aynı bir Monsieur daha sundu, ancak değişen bileşenler o kadar büyük bir etki yarattı ki model baştan aşağıya farklı hissettirdi. Yeni parça platin kasaya ve siyah mineli kadrana sahip. Kadran üzerindeki geometrik bileşenlerle siyahın yarattığı derinlik hissi modelin gizemini artırıyor, Chanel zarif yönünü bir kenara bırakarak cezbedici taraflarını ön plana çıkarıyor. Unutmadan söyleyelim, bu parça sadece 100 adetle limitli. Ancak belirtmemiz gereken iki detay daha var; Chanel’in yüksek saatçiliğe girerken tercih ettiği retrograde ve jumping hour fonksiyonları tam olarak nedir? Retrograde genel olarak dairesel alt kadranların yaptığı işi farklı bir şekilde yerine getiren bir fonksiyon. Chanel’in Monsieur de Chanel’i özelinde düşünecek olursak 0-60 skalasına sahip olan ve sekiz figürünün büyük bölümünü oluşturan alan aslında bir retrograde fonksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Dakika ibresi 0’dan başlayarak ilerliyor ve 60’a geldiğinde daireyi tam olarak turlamak yerine ters yöne giderek tekrar 0’dan tura başlıyor. Tarih ya da saati göstermek için de tercih edilebilen sistem genel olarak alt kadranlarda tam dairenin tercih edilmediği modellerde kullanılıyor ve teknik olarak zor bir çalışma prensibi olduğu için de yüksek saatçiliğin prestijli fonksiyonlarından biri oluyor. Jumping Hour’a da yine Monsieur de Chanel’den örnek verecek olursak saat 6 pozisyonunda yer alan ve Chanel No:5’in kapağından esinle yaratılan dörtgen hazneye dikkat etmenizi isteyeceğiz. Bu hazne jumping hour fonksiyonunun çalıştığı alan, dakika ibresi 60’dan sonra 0’a doğru hareket ederken 6 pozisyonundaki rakam da değişerek bir sonraki saat dilimini belirtmeye başlıyor. Jumping Hour sistemine sahip olan saatler bir ibreye gerek duymaksızın saati gösterebiliyor ve bu da tıpkı retrograde gösterge gibi sektörün prestijli fonksiyonlarından biri sayılıyor.