BİLEZİK ENTEGRASYONU
Saat ve mücevher arasındaki ideal orta noktayı, iyi tasarlanmış bir bilezikli kadın saati rahatça bulabiliyor. Bunu yapabilen beş başarılı saati QP için Laura McCreddie-Doak yazdı.
Geçtiğimiz yıl, tarihinde bir ilke imza atarak muhteşem formuyla Monsieur de Chanel’i lanse eden Chanel ile ilgili bir şeyler öğrendiysek, bu ancak ondan beklenmedik olanı beklemek olabilir. Marka, Monsieur’den J12XS’in moda harikasına geçiş yaptı; bunu da Première’e yerleştirdiği ve sadece kadınlar için tasarlanan ikinci kendi üretimi mekanizması takip etti. Söz konusu saat lanse edildiğinde CEO Nicolas Beau, Première geçtiğimiz 30 yıl süresince Chanel için ne anlam taşıdıysa; önümüzdeki 30 yıl boyunca marka için aynı görevi üstlenecek yeni bir kozu olduğunu söylemişti. Bahsettiği koz ise Code Coco’ydu: Kısmen bilezik kısmen kronometre ama tam anlamıyla ikisi de olmayan bir saat. İkonik 2.55 el çantasının tokasından esinlenen saatin göstergesi, iki siyah lake kare ve onların arasındaki ufak bir çubuğun, dikeyden yataya geçişinde altta kalana ait. Üstteki karede de yalnızca siyah lake fona yerleştirilmiş bir pırlanta dikkat çekiyor. Markanın efsanevi kapitone deseninin uzayan bir çeliğe uyarlandığı bileziğin tasarımında toka gözle görülmüyor; sadece algılanabilen bir detay olarak karşımıza çıkıyor.
TUDOR
Claire de Rose
Bu yıl Baselworld’de sergilendiğinde şaşkınlığımızı gizleyemedik… Bu serinin daha önceki modelleri, hediyelik eşya dükkanlarında, kokulu mumlar ile üzerine harfler işlenmiş mendiller arasında rastlayacağınız türden süslü ve feminen bir tarza sahipti. Yeni Clair de Rose ise bu betimlemeden bir hayli uzakta. Zarif olmasının yanı sıra çelik-pırlanta kombinasyonu, bu modeli gündüzden geceye geçiş yapılabilecek ideal konuma taşıyor.
Daha fazla esneklik için pirinç tanesi büyüklüğünde halkalar kullanılarak yaratılan, örgü efektine sahip çelik bilezik hiç kuşkusuz bunu sağlayan unsurlardan biri. Bezeli nedeniyle diğer entegre tasarımlar kadar detaylı ve kişisel olmasa da, saat ile kasa arasında hoş bir sinerji yaratılmış.Clair de Rose’un her versiyonda otomatik bir mekanizma kullanılmış fakat kasa çapı sadece 26mm’ye indirilmiş bir adet bonus modeli mevcut. Ve işte bunu da bir hediyelik eşya dükkanında bulmak imkansız.
Piaget
Limelight Gala
1970’lerde Piaget, jet sosyetenin zenginliğine bürünmüş bir markaydı. Fakat 1973 yapımı muhteşem orijinal versiyonun önemli bir kusuru vardı: Bilezik örgü altındandı. Güzeldi ve Piaget’nin mücevher yapım sanatına bir övgü niteliği taşıyordu; fakat atölyeye gönderilmeden ayarlanması mümkün değildi. 2013 versiyonunda Piaget bu sorunu çözmeye çalışmaktan vazgeçti ve onun yerine saten kayışın kolaylığını tercih etti. Görünen o ki dört yıl sonra marka bu sorunu çözmeyi başarmış çünkü örgüye geri dönmüş. Bu Milanese kayış, 73’teki orijinal modelle aynı değil. Fakat bir öncekinin mükemmel bir tekrarı olan ufak sargı halkalarla yine son derece zarif bir şekilde yaratılmış; bileziğin boyu ise sadece toka kaydırılarak ayarlanabiliyor.
Asimetrik boynuzlar da halkaların sorunsuz bir şekilde kadranın ardında kaybolmasını sağlıyor. Saatin saten kayışlı versiyonu da var ama bileği akışkan, altın bir bilezikle çevrelemek dururken diğerini neden tercih edesiniz?
Dior
La Mini D de Dior Satine
Dior’un saat yapım departmanı, ilhamını her zaman markanın hazır giyim ve haute couture koleksiyonlarında buluyor. Öyle ki Dior VIII Grand Bal’ın ters rotorları, bir balo elbisesinin eteklerinin hareketlerini anımsatacak şekilde tasarlanmıştı. Raf Simons podyumda kaygan boyalı parlak deri botlar kullandığında La D de Dior’un kayışları aynı materyale sahipti ve pièces uniques serisinin son üyesi Dior Grand Soir Botanic’in kayışları da Maria Grazia Chiuri’nin Dior Fusion spor ayakkabılarda kullandığı kumaştan yapılmıştı. La Mini D de Dior’da bu tarzın yakalanması için başarılması gereken şey ise grogren ipek gibi görünen bir saat kayışı tasarımıydı. Bu efektin yaratılması için altın örüldükten sonra ipeksi bir pürüzsüzlüğe sahip olması için dövüldü. Böylece Paris’in gizli bir köşesindeki Dior atölyesinden, saat ustalığının mükemmel bir eseri ortaya çıktı. Sade, pırlantalarla bezeli 19mm’lik kasaya sahip olan saate quartz mekanizması güç veriyor.
Tiffany
Metro
Tiffany birkaç yıl önce, bugün otonom olan saat üretimi statüsünün sinyallerini vermişti ve bunu son derece havalı görünen iki seriyle yapmıştı: 1920’lerden esinlenen ve üzerindeki rakamların saat 12 işareti orta parmakla aynı hizaya gelecek şekilde düzenlendiği uzunca bir dikdörtgen kasanın kullanıldığı East/West serisi ve erkeklere yönelik dahwa sportif CT60 koleksiyonu. Bu yıl marka seriye kadınlara yönelik ilk saati Metro’yu da ekledi (tenis bileziği ve omuz vatkasıyla kombinlenebilecek bir saatin modernize edilmiş halini düşünün).
80’leri andıran aurasına rağmen bu model arşivleri didik didik ettiğinizde ortaya çıkan eserlerin vasiyeti gibi. Olağandışı kavislerle birbirine bağlanan halkalardan oluşan bilezik, markanın Blue Book arşivinde bulunan bir mücevherden esinlenmiş.
Kasaya asimetri katan kavisli boynuzlar vintage bir saatten; kadran 19. yüzyıla ait Tiffany imzalı bir Patek Philippe cep saatinden ilham almış. Modelin en önemli unsuru ise tek bir seriden numaralı pırlantalarla süslenen tepesi, ki bu da saati evlilik teklifinde kullanılabilecek mükemmel bir parça haline getiriyor.
TAG HEUER
Link Lady
Kadınlara yönelik bilezik saatlerin tamamı, saat ile mücevher arasındaki çizgiyle flört eden zarif parçalardan veya günlük sadeliğe sahip çelik modellerden oluşmak zorunda değil. Komplike, aksi ve muhteşem tasarımlar da varolabilir; tıpkı TAG Heuer Link Lady’nin bu versiyonu gibi. Geçtiğimiz yıl lanse edilen Link Lady, markanın 1987’deki ikonunu tekrar canlandıran bir model. Öyle ki orijinal tasarımda yer alan S biçimindeki belirgin halkalar, ilk kez bir kadın saatinde kullanılmış. Bu siyah versiyon aynı zamanda TAG Heuer’in tamamen seramikten yaptığı ilk Link saat. Ve öyle güzel duruyor ki insan, markanın bunu neden daha önce düşünmediğini merak ediyor.
Bilezikte başvurulan kumlanmış mat finisaj her bir halkanın, saldırmak üzere tetikte bekleyen jaguarın gerilmiş omuz kasları gibi görünmesini sağlıyor; pırlantalar da sert siyah fona parlaklık katıyor. Maskülen ile feminen arasındaki bu oyun, sonuçta son derece arzu edilen bir saat ortaya çıkarıyor.
Chanel
Code Coco