SERAMİK ETKİSİ
Audemars Piguet finisajda yaptığı devrim sayesinde hem Royal Oak’u hem de perpetual calendar’ı modernize ediyor.
20. yüzyılın başlarında perpetual calendar saat markalarının geliştirmeye çalıştığı gözde bir komplikasyon iken kol saatleri de cep saatleriyle yarış halindeydi. Saat kullanımı adına gündelik yaşamda bir transformasyon yaşanıyordu. Ki bu evrim, modern dünyanın cep saatleri devrini kapatacağı -daha doğrusu onları birer koleksiyon nesnesine dönüştüreceği- günleri de getirdi. Ama burada saat dünyasında yaşanan bu değişimin bir sebebini öne çıkarmalıyız: ‘Artık yıl’ göstergesinin keşfi.
Perpetual calendar kol saatlerinin ilk örnekleri artık yıl* fonksiyonuna sahip değildi. Bu nüans kol saatlerinin dakikliğini öne çıkarıyordu. Ta ki 1955’te Audemars Piguet, ilk artık yıl göstergeli perpetual calendar kol saatini tanıtana dek. 1987’deki müthiş Royal Oak Perpetual Calendar’dan itibaren bugüne kadar AP’nin perpetual calendar hanesine, geliştirilen hassasiyet ve inceltilen kalibrelerle pek çok etkileyici model eklendi. Son yıllarda en çok dikkati ise 2015’te kasa kalınlığı 41 mm’ye indirilmiş kadrana 52 hafta göstergesinin eklendiği Royal Oak Perpetual Calendar çekti. Fakat 2015’te gördüğümüz model meğer buz dağının küçücük bir tepesiymiş sadece. Bu yılki siyah seramik Royal Oak Perpetual Calendar, geçmişi 18. yüzyıla uzanan bir komplikasyonu olabilecek en modern ve iddialı şekilde yüksek saatçilik gündemine taşıyarak, ‘maison’un kalesi’ niteliğindeki Royal Oak efsanesinde yeni bir sayfa açtı.
Günümüzde perpetual calendar komplikasyonunun markalar arasında bir prestij göstergesi olduğunu göz önünde bulundurursak; yeni seramik Royal Oak ile Audemars Piguet’nin diğerleriyle arasındaki mesafenin daha çok arttığını söyleyebiliriz. Öte yandan paslanmaz çelik bir Royal Oak’a kıyasla üretimi altı kat daha fazla süren bu modelle AP, bir sonraki adımda sadece kendini değil; perpetual calendar üzerine eğilmek isteyen markaları da zorlu bir yola sokuyor. Neyse ki bu sayede 2018’i merakla bekliyoruz!
*Dünya, Güneş’in etrafındaki turunu 365 gün, 5 saat, 48 dakika, 45 saniyede tamamlasa da, takvimimiz 365 günden oluşur. Bu da her dört yılda bir, takvime ekstradan bir gün eklememize neden olur. O sene de ‘artık yıl’ olarak adlandırılır. Ve saatlerdeki ‘artık yıl’ göstergesi, o yılın hangisi olduğunu gösterir.