PASCAL RAFFY
Raffy ile bir zamanlar Bovet Ailesi’ne ait olan ve şimdi markanın merkez üssü olarak işlev gören Neuchâtel Kantonu’na bağlı Val-de-Travers’deki Château de Môtiers’de buluştuk
QP: Tramelan’daki manüfaktürü ziyaret etme fırsatı bulamadım henüz. Biraz orada yarattığınız dünyadan bahseder misiniz?
PR: Saatlerimizin tüm parçalarını orada yapıyoruz. Tüm koleksiyonlar, en karmaşık komplikasyonlar da dahil her şey %100 içeride yapılıyor. Orada yapmadığımız tek şey kronograflar. Onun için de bir altyapı kurduk, önümüzdeki yıl başlayacağız. Bazı şeyler zaman alıyor. İçeride çalışan 22’den 60 yaşına kadar zanaatkarlarımız var.
QP: Gençleri nasıl seçiyorsunuz? Özel bir okuldan mı geliyorlar?
PR: Okul elbette önemli ve bizim zanaatkarlarımızın da neredeyse tamamı çok iyi eğitimlerden geçmiş. Ama bence okuldan daha önemli olan, insan faktörü. Onlarla konuştuğum zaman tutkularını gözlerinden okuyabiliyorum. Bu işin %99’u yetenek ancak diğer yandan mükemmellik diye bir şey yok, mükemmel olmaya çalışıyoruz sadece. Ben
bir zanaatkarın gözünde o tutkuyu gördüğüm zaman ve biraz da yetenekli olduğunu anladığım anda işe alıyorum. Birlikte gelişmek ve daha iyi olmak için her zaman bir alan var çünkü. Aksi takdirde çalışanlarınızdan biri emekli olduktan sonra yerini doldurmanız imkansız. 2006’da bu manüfaktürü kurduğumuz günden beri bizimle olan zanaatkarlarımız var. Onların yanında öğrenecek çok şeyleri olan yeni insanlar da var. Eğitimlerden geçiyorlar, öğrendiklerini sürekli tekrarlıyorlar ve hazır olduklarında onları üretim sürecine dahil ediyoruz.
QP: Sizinle buluştuğumuz bu şatoyu, yanlış bilmiyorsam, 2006’da satın aldınız.
PR: Evet, bu şato Bovet Ailesi’ne aitti. Burada gördüğünüz arazi Boveresse olarak biliniyor. Karşıdaki dağın adı, Bovet Dağı. 19. yüzyılda İsviçre’nin bu bölgesindeki ilk saat üreticisi, Bovet. Bir noktada 174 zanaatkar çalıştırıyorlarmış. Bu gerçekten çok etkileyici bir rakam. Şimdi birçok manüfaktür var bu bölgede ama ilk gelen Bovet olmuş.
QP: Burayı Neuchâtel Kantonu’ndan almak sizin için kolay oldu mu?
PR: Bir gün asistanımı aradılar. Benim Bovet’ye olan ilgimi bildiklerinden, bu fikre sıcak bakacağımı düşünmüşlerdi. Buraya gelmek için asistanım ile birlikte Cenevre’den arabayla yola çıktık. İlk başta biraz tedirgindik. Daha önce Val-de-Travers bölgesinde birçok yere geldim ama bu tarafa hiç yolum düşmemişti. Dolayısıyla, bu şatonun varlığından da habersizdim. Zaten burasının asıl güzelliği, gizli saklı bir yer olmasında. Hiçbir zaman bir şatonun hayalini kurmadım ama burasının bir zamanlar Bovet Ailesi’ne ait olduğunu öğrendiğimde, bunun bir anlamı olduğunu düşündüm ve ona sahip olmak istedim. Genel merkezi buraya kurduk. Aynı yıl Tramelan’daki manüfaktürü faaliyete geçirdik. Yine aynı yıl Cenevre’deki kadran fabrikasını satın aldık ve 2015’te kadran üretimini de tamamen Tramelan’a taşıdık. Bugün Bovet, bir zamanlar aileye ait olan Château de Môtiers ve Tramelan’da faaliyet gösteriyor. Bu, tarihin tekerrürü.
QP: Bovet’yi satın almaya nasıl karar vermiştiniz?
Bu sorunun cevabını merak edenleri QP No:41’in 70. sayfasına davet ediyoruz. Dergiye abone olmak için ise info@qpmagtr.com’a e-mail atarak iletişime geçebilirsiniz.