EROL SAĞMANLI

  • 423 SHARES

Urart’ın Yönetim Kurulu Başkanı ve kreatif Direktörü ile İstanbul-Zürih arasındaki hayatını ve mücevherlere yansımasını konuştuk.

Fotoğraf Valentina Verdesca

Urart’ın Anadolu’dan farklı coğrafyalara açılan mücevher tasarımlarının arkasında markanın hem Yönetim Kurulu Başkanı hem de Kreatif Direktörü olarak Erol Sağmanlı yer alıyor. Sağmanlı, İstanbul ve Zürih arasında mekik dokurken, bu çeşitliliği mücevher tasarımlarına yansıtmaktan çekinmiyor.

QP: Zürih ve İstanbul’un birbiriyle en çok çelişen tarafı nedir? Hangi şehirde bulunmaktan daha çok keyif alıyorsunuz?

Erol Sağmanlı: İstanbul’un dinamizmi Zürih’in dinginliği ile güzel bir kontrast oluşturuyor. İstanbul hem mutlu çocukluk günlerimi hem hızlı bir değişimi temsil ediyor benim için. Zürih’in ciddi görünümü ise şimdilerde kozmopolit bir tarza dönüştü; moda, tasarım, kültür ve sanat etkinlikleri şehirden eksik olmuyor. İstanbul’un sürprizlerle dolu günlerinin de, Zürih’in çağdaş sükunetinin de parçası olmaktan mutluyum.

QP: Farklı coğrafyalar her zaman hayatınızın bir parçası olmuş; Londra ve Zürih hayatınızda önemli bir yere sahip. Lakin sizin en büyük ilham kaynağınız ve haliyle işinizin büyük bir kısmı Anadolu odağında şekilleniyor. Bu çerçevede, Urart’ın estetik bakış açısını nasıl tanımlarsınız?

ES: Ülkemiz, binlerce yıldır birçok uygarlığın kurulduğu coğrafyada yer alıyor. Hitit, Frigya, Likya, Roma, Bizans, Helenistik dönem, Selçuklu, Osmanlı… İsimleri farklı olsa da, bu kültür mirasının ortak özelliği, o döneme ait basit aletlerle yapılmış, gelişmiş işçilik ve bugün bile en üst seviyede etkisini hissettiren estetik anlayış. Urart, bu kültür mirasını korurken, özgün ve çağdaş bir estetik anlayışı benimsiyor. Elbette materyalin özelliklerine saygı duyan, üstün ve yetkin Urart işçiliği, günümüzün gelişen ve değişen beğenileri, ihtiyaçları da göz önüne alınıyor. Mükemmel oranlar, kusursuz işçilik, benzersiz materyal gibi estetiğin görünen unsurlarını tamamlayan bir diğer öğe ise, Urart’ın binlerce yıldır insanlığın yaşadıklarından süzülen duyguları kullanıcıya ulaştırabilmesi.

QP: Her ne kadar markanın odağı Anadolu toprakları üzerinde olsa da Urart, Royal Academy of Arts, The Metropolitan Museum of Art, Aga Khan Museum gibi hatırı sayılır müzelere, sipariş üzerine ürün tasarlıyor. Batı’nın Urart’a duyduğu ilgiyi obje ve mücevher tasarımıyla nasıl tatmin ediyorsunuz?

Bu sorunun cevabını merak edenleri QP:30. sayımızın 82. sayfasına davet ediyoruz. Dergiye abone olmak için ise abone@qpmagtr.com adresinden bizimle iletişime geçebilirsiniz