KUMDAN TOPLAMA MÜCEVHER
Kumsallarda karşınıza çıkan doğal oluşumları mücevher olarak nitelemek için gerekli bilgi enformatiği
Yaz tatillerinde plajlardan taş ve kabuk toplamak, sonra onları bavulla eve taşımak ve mümkünse görünür bir yerde sergilemek, bir nevi yazın tekrar geleceğine dair yaşam alanlarında süresiz bir enstalasyona yer vermek gibi. İşin güzel yanı, bunun bir alışverişten ziyade dekoratif obje klasmanında sadece bir alıştan ibaret olması.
Yeryüzünden toplanan çiçeklerle oluşturulan aranjmanlar için biçilen fahiş fiyatlar düşünülünce, plajlardaki bu ritüeli belki de özel kılan bu: Doğa ile araya başka bir öznenin girmeyip, insanın kendi seçkisini oluşturmakta maddi manevi özgür oluşu.
Girizgahta özgürlük hissiyle bağdaştırılan, bu yaza ait biriktirme huyunu insan bedeni üzerinde sergilemek ise şu sıralar bir mücevher trendi olarak gündemde. Tabii mevzuya el işi girince ve üstelik bu taşlar veya kabuklar değerli olan muadilleriyle birleştirilince işin rengi de değişiveriyor. Eleştirel bir perspektifte düşününce; plajdan toplananla madenden çıkarılan taşlar arasındaki değer uçurumunu anlamlandırmak zor olsa da, mücevher segmentinde birlikte kullanıldıklarında ortaya çıkan tasarımlara dil uzatma niyetinde değiliz. Hatta bu yazıyı onlara adayacağımızı şimdiden anlamış olmalısınız. “Deniz kabuklarını satın alma” fikrinin ağır bastığı tasarımlar, yazı hatırlatma işlevlerini üzerimizde de gerçekleştirdikleri için dekoratif olanlara nazaran bir puan önde.
Açıkçası, tüm bu furyanın Türkiye’den bir markayla yeniden alevlenmiş olması da bizi bu konu üzerine yoğunlaşmaya itiyor. Tohum, İspanyolca deniz kabuğu anlamına gelen “Concha” koleksiyonundaki tasarımlarla, bugün müşteri portföyünü sadece Türkiye ile sınırlamayan, Net-a-Porter’de arz-talep dengesizliğine yol açıp Leandra Medine’in bile “arm party”sinin müdavimlerinden olmayı başaran bir marka. Denize ait doğal formlarla oluşturulan tasarımların çıkış noktası ise hafızalarımızda yer etmiş olan “Afrodit’in bir deniz kabuğu içinde doğması” metaforu.
Yazının devamını QP Women No:3’de 176. sayfadan itibaren okuyabilirsiniz.