KÖTÜ SAÇ, İYİ ŞAPKA?
“İyi tanımadığınız biriyle öğle yemeğine çıkıyorsanız, mutlaka şapka takın.”
Yazı: Aslin Kumdagezer
Bugün insanı gülümseten yukarıdaki cümle, hemen her söylemi moda el kitabının ilk sayfalarında yer alan Coco Chanel’e ait. Moda dünyasının kült ismi, şapka taktığınız sürece avantajın sizde olacağını söylüyor.
Bir şapka, sizi zorlu hava şartlarında soğuktan ya da güneşten korumaktan düşman sahasında saldırılardan korumaya kadar uzanan bir avantajlar listesine sahip. Bu kadarla da kalmıyor, şık bir şapka yüzyıllardır rütbe, zarafet ve özsaygının temsili olarak moda dünyasında vücut buluyor. Hatta tarihin bir döneminde, Orta Çağ İngilteresi’nde Tudor yönetimi altında şapka, yasalar vasıtasyla günlük hayata giriyor. 1571’de yün ticaretini teşvik amacıyla, asiller hariç, altı yaş üzerindeki tüm erkeklerin pazar ve tatil günleri yün şapka giyme zorunluluğu yürürlüğe giriyor. Yasanın reddi veya ihlali halinde para cezası yaptırımı da getiriliyor. Böylelikle yün kasket 19. ve 20. yüzyıllarda işçi sınıfının sembollerinden biri haline geliyor.
Tarih aynı zaman dilimindeyken Virginia Woolf, Mrs. Dalloway’de, Rezia’nın gözünden Londra sokaklarındaki kadınların zarif şapkalarını detaylarıyla inceliyor. Woolf’un detayları, birkaç yıl sonra 1907’de, görgü kuralları dahilinde yankılanmaya başlıyor. Mademoiselle Coco’nun öğle yemeği önerisinden sadece birkaç yıl önce, tavsiye literatürü “hiçbir leydi, şapkası konusunda umursamazlık etmemeli” diyor ve şapkayı “yüzün mücevheri” olarak kurallar kitabına nakşediyor.
Yazının devamını QP Women No:2’de 92. sayfadan itibaren okuyabilirsiniz.