ÇİRKİN TOKA KRİZİ

  • 92 SHARES

Nostaljinin millenial’lar üzerindeki ilginç tesirinde aksesuarlara ne rol düştü?

Yazı: Aslı Abbasoğlu

Trendlerin belirli zaman aralıklarıyla gündeme oturması fikrini kanıksamış durumdayız.Hatta bu döngünün 20 yılda bir yaşandığına dair ortaya atılan teoremlerin çoktan sağlaması yapıldı. Lakin her ne kadar bu döngü içerisinde gelgit yaşıyor olsak da, bazı trendlerin diğerlerine kıyasla yerini baki kıldığı da bir gerçek. Şimdi ise bu iddiayı doğrulamak için denklemdeki bilinmeyeni 90’ların dönüşüne eşitleyeceğiz.

90’lara geri dönüş konusu, genel itibarıyla kulağa bazen komik ve klişeleşmiş bir kalıp gibi geliyor. Malum, 90’lar çok rahat yıllardı -üstelik belki biraz fazla geniş bir rahatlıktan bahsediyoruz- ama tahminimizce bu rahatlık, önceki yılların “berbat” kategorisine dahil edilebilecek trendlerine ve yaşam stiline karşı, doğal yollardan gelişmiş, biraz daha derin ve entelektüel bir tepki olarak doğdu. Şahsi görüşüm, bu rahatlığın salt kıyafetle sınırlı kalmadığı ve çoğunlukla yaşam tarzı etrafında şekillendiği yönünde. Bu kavramı müzik, sanat ve toplumsal olayların doğurduğu bir moda akımı gibi düşünmek gerek. Kişisel farkındalık, özellikle dış görünüş anlamında, çok daha azdı ve o dönemi güzel yapan da buydu. Tabii o dönemi günümüze uyarlayınca, beraberindeki rahatlık da gelmiyor. Ama işe şu açıdan bakmak lazım: Hayatımızda en azından bir şeylerin görece daha rahat olduğunu bilmek, bize kendimizi iyi hissettiriyor ve tatmin duygumuzu besliyor.

Bu haletiruhiyenin perde arkasında ise şüphesiz, geçmişe duyulan özlem var. Daha doğrusu, nostaljik hissetme hali, bu hissiyatla kolay kolay örtüştüremeyeceğimiz millenial’lara da artık tesir ediyor. Savaştan çıkan bir dönemin çocuklarının özgürlük arayışı, soğuk savaş ve ekonomik krizlerin ardından gelen şatafat ve abartı yılları, içine kapanık ve kuralcı bir jenerasyona tepki olarak kayıtsız ve biraz küçümseyici millenial’lara… Bu güruh ile başlayan ve Gen-Z ile devam edecek dönemde, kıyafet veya benzer parçalarla kendini ispat etmeye çalışma faslı yok oluyor.

Yazının devamını QP Women No:3’de 94. sayfadan itibaren okuyabilirsiniz.