PRITZKER 2018’İN KAZANANI
Balkrishna Doshi oldu. Mimari söylemini, doğduğu topraklardan yani Hindistan’dan alıp modernizm ile füzyonlayan Doshi, hümanist perspektifte 70 yıl süren kariyerini kendisi ile empati kurarak inceliyoruz.
Klişe gelse de mimarlığın Nobel’i olarak kabul edilen Pritzker Ödülü, her sene sadece bir kişiye nasip olur. 100.000 Dolar’lık ödül ve bronz madalyondan çok daha fazlası anlamına gelir ve bir mimarın ömrü boyunca alabileceği en büyük takdir olarak kabul edilir. Bu senenin bir özelliği ise tarihte ilk kez Hintli bir mimara verilmesi… Kendisi 70 yıllık kariyerinde sayısız modern yapının çizimini üstlenmiş, Hindistan’daki sosyolojik gerçekliği kabul ederek mimarlığa elitist bir perspektifle yaklaşmayıp, özel evler, tiyatrolar, okulların yanı sıra düşük bütçeli toplu konutlar da tasarlamış biri. Ülkesi özelinden Doğu kültürüne olan saygısını hissettiren Doshi’nin Le Corbusier ve Louis Kahn gibi mimarların yanında öğrenci olduğu yıllar da tüm yapılarında hissediliyor. Bu seneki Pritzker’e layık görülmesinin sebebi de tam da bu. Doshi, Hindistan’ın mimarisini şekillendirirken, etik ve kişisel yaklaşımları ile sosyoekonomik spektrumda derin bir etki yaratabilmiş. Premabhai Hall ve kendi stüdyosu Sangath Architect’s Studio örnekleri gibi trend odaklı değil; orijinalliği temel alan bir vizyona sahip mimarı yürekten kutluyoruz.
Fotoğraf kredisi: Balkrishna Doshi’nin Ahmedabad, Hindistan’da tasarladığı yeraltı sanat galerisi “Amdavad ni Gufa”.