POETİK BAKAN NESNELER
Piero Fornasetti’yi sadece bir tasarımcı olarak adlandırmak büyük bir yanlış olur. Onun penceresinden bakıldığında, tasarımlarındaki optik illüzyonların, esprili ve enigmatik figürleri anlamlandırmanın peşindeyiz.
Piero Fornasetti, çılgınlığı pratiklikle birleştirebilen bir tasarımcıydı. Haliyle aynı zamanda ressam, dekoratör, yayımcı ve matbaacıydı da. Ama bugünlerde aynı anda farklı alanda çalışanları kıyaslamayın çünkü o özünde bir sanatçıydı. Çalışmalarında şiirle hayal gücünü kullanıyordu; gördüğünüz optik illüzyonların, metafizik alanların, esprili ve enigmatik figürlerin çıktığı atmosfer buydu. Tasarladığı objeleri asla imzalamıyordu, hatta bunu Fornasetti çizgisinin başka bir isimle karıştırılamayacak kadar farklı olduğu için yaptığını sıkça dile getirdiği söyleniyor. Bu yüzden 50’ler ve 80’ler arasında üretilen Fornasetti ürünlerinin (yani tabaklar, kül tablaları, küvetler ve mobilyaların) hiçbirinde imzaya rastlayamazsınız. İmza yerine tasarımların üzerine şirketin logosunun etiketini yapıştırıyordu. Ama açıkçası logonun önüne geçebilen motiflere pek rastlanmıyordu; Fornasetti’nin bıyıklı güneşleri, gazete sayfaları ve akrobatları, o fırça tutan el sembolünden daha çok tanındığı için de haklı olarak hiçbir zaman imzaya ihtiyaç duymamış olabilir. 50’ler ve 60’larda tasarımları hayli popülerken, 70’lerde bu durum değişti. Yüzyıl ortasına hükmeden modernizme reaksiyon veren tasarımcılar, 70’lerde radikal formlarla oynuyorlardı, bu sırada tercih edilen baskılar da geometrikti. Egzotik Fornasetti mobilyaları da bu yüzden geri planda kalmıştı. Ancak 80’lerde insanlar Fornasetti’nin illüstratif dünyasına döndüler. Bunun bir nedeni de Piero’nun tekstil tasarımcısı ve restoratör oğlu Barnaba. Zira babasının o zamana dek ürettiği yaklaşık 11 bin eseri tekrar inceleyip üretime güncelleyerek adapte etmesi, markanın geleceğinde büyük rol oynadı.30’ların sonunda ipek eşarplar ve litografi baskılarıyla başlayan Piero’nun macerasını bugün halen Barnaba Fornasetti devam ettiriyor. Giorgio de Chirico, Lucio Fontana ve Giacomo Manzu gibi sanatçılarla birlikte çalışan babasının ardından, aynı minvalde işbirliği mantığını da sürdürüyor. Yakın zamanda Comme des Garçons ile kapsül koleksiyonu çıkarmasının yanı sıra farklı projeler de yürütüyor. Milano, Paris ve Seul’u dolaşan retrospektif sergi, 100 çizimin 100’ü de her birinde elle çizilen limitli üretim Tema e Variazioni kitabı ve Mozart’ın II Dissoluto Punito ossia Il Don Giovanni operasını Milano ve Floransa’da düzenlemesi de bunlardan birkaçı.
Lina Cavalieri
Fornasetti’nin operayla bağının en önemli simgesi, aslında en çok bilinen serisi Tema e Variazioni’ye de ilham veren Lina Cavalieri’nin yüzüdür. 5 Aralık 1906’da tenor Enrico Caruso’yu dudağından öpmesiyle gazetelere çıkan opera sanatçısı o gün hayli ünlenmiş; Metropolitan Opera House’da coup de théâtre olarak manşetlere taşınan konserle Umberto Giordano’nun Fedora’sını da unutulmaz kılmıştı. 1874 doğumlu Cavalieri’nin ünü, ilgi çeken hayatıyla zamanla daha da artmıştı. Performans sergilediği operalardaki başarılarının dışında, özel hayatı da o yıllarda normları sarsıyordu. Gençliğinde geçinebilmek için Roma sokaklarında gazete dağıtıp terzide ve çiçekçide çalıştığı kariyerini değiştiren opera mucizesini, yaptığı beş evlilik ve evlilik dışı bir çocuk, 1921’de her şeyi bırakıp açtığı güzellik salonu takip etti. Ama tarihin ona biçtiği rol bunlarla sınırlı kalmadı; Piero Fornasetti’nin 5 Aralık 1906’dan yıllar sonra fotoğrafını görüp suratındaki altın orana takılmasıyla, Cavalieri bugün operayı takip etmeyenlerin dahi gündemine yerleşebildi. Bu yüzden Fornasetti denilince çoğunlukla akla gelen ilk imaj Tema e Variazioni koleksiyonundaki 400’e yakın tasarımdan biri oluyor.