MİMARİNİN MIDJOURNEY’Sİ

  • 95 SHARES

Metinsel açıklamalardan görüntüler oluşturan yapay zeka programı Midjourney ile yapay zekanın yaratıcılığına hayretle baktığımız günümüzden detaylar.

Yazı SERKAN ENNAÇ

Aydınger ve diğer çizim kağıtları, T cetvelleri, rapidolar, özel çizim masaları, portminler ve daha nice “kült” mimari ofis gereçleri…. Hepsi daha bugünden az kullanılır olmaya başladı. Acaba tamamen tedavülden kalkacak mı? Tabii bu tamamen kişisel bir tercih gibi görünse de bu soruya cevabım, “evet” olur. Metinsel açıklamalardan görüntüler oluşturan yapay zeka programı Midjourney ile yapay zekanın yaratıcılığına hayretle baktığımız bu günlerde, bir yandan bu teknolojinin komik hatalarına şahit olduğumuz anlar da yaşıyoruz. Peki teknolojik gelişmeler mimariyi ne şekilde etkileyecek.

Aslında çok değil, 22 yıl önce fakülteden mezun olduğum dönemde, henüz her ofiste bilgisayarla çizim yapılmıyordu, eski usul elle çizim yapılan ofisler vardı. Hatta ben de bazılarında çalıştım. Örneğin Utarit İzgi ve Behruz Çinici ofislerinde çizimler elle yapılıyordu. Her ikisinde autocad de vardı aslında. Ben ise illaki bazı şeyleri bilgisayarda yapmaya çalışırdım. Hatta Behruz Bey pek sevmezdi bilgisayar kullanmamı. Gizli gizli altlık izimler yapardım, sonra çıktısını alıp üzerine aydınger kağıdı koyar yeniden çizerdim. O günlerde bile, bilgisayarla çizim yapmanın geleceği değiştireceği konuşulurdu. Ve üç grup insan vardı. Birinci grup, bilgisayarsız hayatın daha keyifli ve doğal olduğuna, bilgisayarların hayatımızı olumsuz etkilediğine inanan gruptu. İkincisi, bilgisayarların hayatımızı müthiş derecede güzelleştireceğine inanan, eski yöntemlerin boşa vakit kaybı olduğuna inananlardı Üçüncü grup ise hem bilgisayar hem de eski yöntemlerin birlikte işleyebileceğine inanırdı. Bana kalırsa bu üç grup hala aynı inançlarla geçerliliğini sürdürüyor. Ben o zaman olduğu gibi bugün de hala üçüncü grubun üyesiyim. Şimdi yıl 2023 ve yapay zekayı konuşuyoruz. 22 yılda çok ama çok şey değişti. Bazen gelişmeler, tahminen sizi de ürküttüğü gibi beni de ürkütüyor. Sonra kendimi akışa bırakıyor ve günceli benimsemek için gelişmeyi takip ediyorum. Bir süre sonra da iyi bir kullanıcısı olmaya başlıyorum. Ama en azından benim için, kağıt ve kalem hala favori tasarım gereçlerim arasında.

Günümüzde neredeyse bireysel yeteneğin önemsiz kalmaya başladığı bir tasarım süreci var. Bu yazının içeriği elbette mimari ama bu bahsettiğim tasarım süreci tasarım gerektiren tüm alanlarda aynı şekilde yürüyor. Aklını iyi kullanan ve tekniği öğrenen öne çıkabiliyor. Peki öz yetenek ve duygu tamamen teknikle üretilmiş tasarımlarda eksik mi? Bunun cevabı da kişiden kişiye değişiyor. Ben çekinmeden kendi fikrimi belirteyim; bence evet, kesinlikle eksik kalıyor. Bazı insanların yemek yaparken hala tam da sırrını çözemediğimiz el lezzetleri gibi, epey ilkel bir yerle bağlantısı var konunun. Ama bir yandan yapay zekanın özünü oluşturanın da insanlar olduğunu düşünürsek, yapay zeka ile tasarlanan ürünlerin yine insan üretimi olduğu kanısına da kolayca gelebiliriz.

Özellikle Midjourney ile yapılan mimari tasarımları inceliyorum bu ara. Yapay zeka ile üretilen mimari ürünlerin çoğu, insanların genel mimari yaklaşımlarından daha uç örnekler veriyor. Neden olduğunu bilmiyorum. Genel olarak “çılgın fikirler” ile dolu bir alan. Ama detayına inildiğinde genelde hep hatalarla dolu oluyor. Mantıksal ve işlevsel hatalar bunlar. Fakat bunu da yakında kolayca düzelteceklerine eminim. Yapay zeka çok fazla işi aynı anda yapabiliyor. Bizimle yarış halinde gizli bir düşman gibi düşünmek istemiyorum kendisini. Ama bir noktada işimizi elimizden alacağa benziyor.

Peki bu gelişmeler ve daha da hızlanan teknolojik yenilikler bizi nereye doğru götürür? Bana sorarsanız, ya bilim kurgu filmlerinde sık rastladığımız ütopik gibi görünen şehirlere ve mekanlara ya da tamamen mekansızlığa ve sanal mekana. Sanal mekan elbette bir koruyucu kabuk içinde dört duvar (ya da daha çok duvar ve oda) verilmiş bir alanda, belki bir VR gözlüğü, belki de bize entegre bir çip vasıtasıyla ya da tamamen hologram teknolojisi ile hayal edebileceğimizin ötesinde tasarımları sürekli değiştirebileceğimiz ve farklı deneyimleyebileceğimiz bir yer olabilir. Olasılıklar sayısız. Aklım şimdilik bu kadarına yetebiliyor. Pesimist gibi algılanacağını düşünsem de söylemeden edemeyeceğim, benim gelecekle ilgili senaryom maalesef gezegenimizin tüm teknolojik gelişmeler devam ederken daha ilkel ve kurak bir görünüme sahip olacağını gösteriyor. Mimarinin ve günlük hayatta kullanılan teknolojinin veya ulaşım araçlarının hepsi daha da uç noktalara doğru giderken, doğayı kenara atacağımız anlaşılıyor. Bilim kurgu filmlerinin çoğu da bu fikrimi destekliyor. Umarım bizler, yani benim gibi düşünenler yanılırız.

Yine de Midjourney’nin mimariye sunduğu olanakların heyecanıyla bu yazıyı tamamlayalım. Mimarlık süreçlerine kolayca entegre edilebilecek bir kayıt tutma, bilgi kaynağı ve tasarım fikri aracı yapay zeka. BIM veya CAD’e benzer şekilde, bir mimarın günlük yaşamını kolaylaştırıcı bir araç olarak dahil edildiğini hayal etmek isterim. Proje yönetimi, inşaat dokümantasyonu ve hatta tasarım düşüncesiyle… Elle tasarlamak yerine, bir sohbet robotuyla etkileşime girdiğimiz konuşma tonu, mimarları anlatı rolüne sokuyor, gelişimi denetliyor ve öngörülemeyen hayalleri formüle etmek ve ilerletmek için açık web kaynaklarından yararlanıyor. Tasarımcıların ortaya koyduğu uzmanlık, yaratıcı sezgi ve sosyal katılım, mesleği en azından şimdilik ayakta tutmaya devam edecek nitelikte.