EKSTREM BİR PROTOTİPTEN ÇOK DAHA FAZLASI

  • 45 SHARES

Ürettiği Galaxy Of Happiness ile Latitude Yachts, vaatlerinin yalnızca kâğıt üstünde kalmadığını; suya indirdiği bu yat ile de ispat etmiş oldu.

İçten yanmalı petrol motorlarının icadı ve farklı araçlara adaptasyonu, bireysel mobilitenin sınırlarını genişleten en önemli adımlardan biriydi. Kara ve deniz taşıtlarındaki değişimler ve sonrasında icat edilen hava taşıtları ile birlikte seyahat süreleri kısalmış; mesafeler daha kolay kat edilebilir hale gelmiş ve bir anlamda insanoğlunun özgürlüğü artmıştı. Farklı disiplinlerdeki ulaşım araçlarında görülen değişim, yalnızca işlevsellikle sınırlı kalmamış; deneysel tasarımlar daha önce üstüne düşünülmemiş deneyimlerin de kapısını açmıştı. Söz konusu deniz taşıtları olduğunda, yeni çağa adaptasyon 19. yüzyılın sonlarında başlamış; Daimler ve Maybach’ın çalışmalarını sürdürdüğü ilk motorlu tekne Neckar Nehri’nde test edilerek, 1886 yılının son aylarında Stuttgart’daki Waldsee’de halka tanıtılmıştı. Elbette ki dünya tarihinin ilk petrol motorlu teknesinin işlevselliği tartışmaya açıktı ancak bu, denizcilik sektörünün geleceği için önemli bir adımdı. Öyle ki, bu adımla birlikte deniz taşıtları hızla gelişmeye başlamış; özellikle 20. yüzyılın ortalarında sivil denizcilik büyük bir endüstriye dönüşerek günümüze dek devasa bir pazar halini almıştı. Geçen yıllar beraberinde farklı tasarımları da getirmiş; elde edilen bilgi birikimi ve gelişen teknoloji sayesinde artan imkânlar, tasarımcılara hayallerini bir çerçeve içine sıkışmadan kağıda dökebilme fırsatını sunmuştu. Böylelikle ortaya çıkan enteresan konseptler, kimi zaman göze aşina gelen deniz taşıtları olmuşken kimi zaman da kelimenin tam anlamıyla fütürist hatta belki de daha doğru bir ifadeyle ‘tuhaf’ sıfatını isimlerinin başına eklemişti. Ne var ki bu tuhaf konsept tasarımların neredeyse tamamına yakını ya üretim aşamasına gelemeyecek kadar anormal görünüyordu ya da üretim maliyetleri konseptlerin tasarımlarıyla yarışacak bir boyuta erişiyordu.

Bundan yaklaşık 5 yıl önce, Letonya’nın Riga şehrinde yerleşik tesisinde yüksek kaliteli yatlar inşa eden Latitude Yacths, sivil denizciliğin en farklı teknelerinden birini geliştirdi. Müşterilerle doğrudan çalışma imkânı sunan, karmaşık denebilecek projeler üzerinde yoğunlaşma mantalitesine uygun olarak ürettiği Galaxy Of Happiness ile şirket, vaatlerinin yalnızca kâğıt üstünde kalmadığını; suya indirdiği bu yat ile de ispat etmiş oldu.

Alışılmışın dışında görüntüsünün altında Coste Design & Partners’tan Jean-Jacques Coste imzası bulunan Galaxy Of Happiness, kısaca 53.32 metre uzunluğunda bir motor yat olarak tanımlanabilir. Ancak onu ilk bakışta farklılaştıran Trimaran formu, hem mavi sular üzerinde benzeri olmayan bir görsel farklılık sağlarken hem de verimli bir yat olarak öne çıkmasını sağlıyor. Öyle ki, piyasadaki en verimli motor yat olarak tanımlanan Galaxy of Happiness, geleneksel bir yatla aynı yüksek hıza ulaşmak için %40 daha az enerji tüketiyor. 2 x MTU 16V 2000 M94 (2.600HP) motorları ile 30 knot’luk bir azami hıza ve 24 knot’luk bir seyir hızına ulaşabilen, aynı zamanda ‘sıfır emisyonlu’ seyir donanımına sahip olan yat, yüksek mühendisliğinin getirdiği denge ve konfor özelliklerinin aynı anda altını çiziyor.

Teknenin geniş ana güvertesi, deniz havasından faydalanmanın en çekici yollarından birini sunarken, ana yaşam alanlarından biri olarak planlanmış. Hem iskele hem de sancak taraflarına yerleşik oturma alanları ve bunları destekleyen yemek alanı ile açık hava etkinlikleri için kullanım imkânı sunarken spor, yoga gibi sakinlik gerektiren durumlara da uyum sağlayabiliyor. Bu alanın arkasında, yüzme platformuna ulaşan geniş bir merdiven, şezlongların bulunduğu ve denize ulaşılan bir alana açılıyor. Diğer yandan merdivenin aksi yönünde ise büyük dairesel jakuzi konuklarını ağırlamak için beklerken ona donanımlı bir bar eşlik ediyor.

Ana güverteden, kıvrımlı cam kapılardan geçerek ulaşılan ana kapalı yaşam alanı ise, Galaxy of Happiness’ın ahşap detayların hakim olduğu, 360 derecelik manzaraya sahip pencereleriyle seyir sırasında manzaranın keyfini çıkarmak için düşünülmüş bir iç mekana sahip. Bir tanesi master olmak üzere sahip olduğu 3 kabinde toplamda 6 kişiye kadar ev sahipliği yapabilen yat, ayrıca 6 kişilik bir mürettebatı da bünyesinde barındırabiliyor. Yüksek kaliteli ahşap mobilyalara sahip kabinlerde, açılabilir lumbozlar sayesinde temiz hava sirkülasyonu sağlayabiliyor.

2016 yılında Baltık Denizi körfezine inen ve o günden bu güne popülaritesinden hiçbir şey kaybetmeyen Galaxy of Happiness, sahip olduğu yüksek teknoloji ve mühendisliğin yanı sıra, farklı tasarımıyla da dönemin öne çıkan motor yatlardan biri olmayı başardı. Ayrıca bu yat ile bir kez daha görüldü ki, zaman ve buna bağlı olarak gelişen teknolojinin tasarımları alışılagelmişin dışına çıkarması çok normal. Ancak bu normallik sonucunda ortaya çıkan ve ilk bakışta anormal olarak tanımlanabilecek pek çok şey kendi içinde bir paradoks yaratıyor olsa da  -tıpkı bu yatta olduğu gibi- zaman içinde benimsenecek, zihinlerde normal olarak kodlanacak. Ve hiç şüphe yok ki, gelecek için tasarım perspektifinde yeni bir kapının açılmasına ön ayak olacak.