DOĞAL CAFE RACER
İlk örneklerine 60’ların başında rastladığımız tasarımlar 1973’te Café Racer olarak anılmaya başlandı. O yüzden Yamaha’nın özel tasarımı farklı bir açıdan doğal, Portekizli atölye SR400’de sade detaylara başvurdu.
Fazla güçlü olmayan motorları, hafif gövdesi, alçak gidonları ve birazda modifiye edilmiş görünümleriyle café racer kültürü 60’ların İngiltere’sinde ortaya çıkmıştı. Henüz otomobiller o kadar ulaşılabilir fiyatlara satılmıyorken ve gençler motosikletleri özgür ruhun bir yansıması olarak görürken her biri kendi tarzını yansıtma şansına sahip olmuştu. Seri üretim motosikletlerin aksine bu dönemde café racer örneklerine çok daha fazla yerde rastlamanız mümkündü. Bir kafeden diğerine geçenleri tasvir eden deyim geçmişte kalan güzel bir gençlik anısıydı ve son dönemde tekrar karşımıza çıkmaya başladı. Daha önceden bir mimar olan ve son dönemde motosiklet tasarımları üzerine yoğunlaşan Nuno Capelo ve dizayn atölyesi Yamaha SR400’ü kendi tarzında baştan yarattı. Yeni motosiklet café racer kodlarına sadık kalıyor; alçak gidon tasarımı, hafif fiberglas arka bölüm, yine ahşap görünümle sunulan köpük doldurma sele ve ön tarafta ise daha önce Ducati’de örneklerine rastladığımız far tasarımı var. Stok motorla sunulan Yamaha özel ve kullanışlı bir motosiklet isteyenler için ideal bir tercih.