DENİZYILDIZI FORMUNDAN HAREKETLE

  • 83 SHARES

Zaha Hadid Architects’in 2014 yılında lanse ettiği denizyıldızını anımsatan ve tek çatı altındaki en büyük terminal unvanına sahip olan Pekin Daxing Uluslararası Havaalanı, Çin mimarisi ve kültüründen izler taşıyor.

Tasarımın baz aldığı noktalar her daim kendini yenileyen bir döngü. Var olan bir nesneden esinlenerek ortaya çıkabilecek olasılıklar silsilesinin arasından kişinin hayalinde canlandırdığı olgunun somut bir hale gelmesi tasarımın temellerini oluşturuyor. Bu bağlamda, son zamanlarda tasarımlar canlı formlarından etkileniyor. Misal, geçtiğimiz aylarda, Jean Nouvel’in çöl zambağından ilhamla tasarladığı Katar Milli Müzesi, doğa tarafından yaratılan bir yapıt olarak tanıtılmıştı. Tabiatın mimariyle etkileşimine güncel bir örnek ise Zaha Hadid Architects’in hayata geçirdiği son projesinde şekilleniyor. Denizyıldızının formundan hareketle tasarlanan Pekin Daxing Uluslararası Havaalanı, hali hazırda işlevine devam eden havaalanındaki yoğunluğu hafifletmek üzerine tasarlandı.

Zaha Hadid Architects’in denizyıldızından ilham almasının nedeni sadece materyalist bir yaklaşımdan kaynaklanmıyor. Merkezindeki avlu ve etrafında birbirine bağlı beş farklı kolu olan denizyıldızı şeklindeki havaalanı aynı zamanda Çin mimarisinin prensiplerini yansıtıyor. Terminalin kompakt radyal tasarımı Çin kültürünün en temel ögeleri olan ipek, çay, porselen, çiftlik ve bahçeyi sembolize ediyor. Aynı zamanda, dünyanın tek çatı altına toplanan en büyük havaalanı unvanına sahip olan yapı, Zaha Hadid Architects’ın müvekkili Patrik Schumacher tarafından tasarlandı. Dikkat çekici mimarisinin yanında 700.000 metrekarelik terminal başlangıçta 45 milyon yolcuya hizmet vereceği ön görülüyor. 2025 yılına kadar sürecek genişletilme planlarına dahil olan havaalanının hedefi, yıllık 100 milyon yolcu kapasitesine ulaşmak. Dünyanın en büyük havalimanı unvanına sahip olmak direkt olarak terminaller arasındaki ulaşım süresini akıllara getirse de yetkililer en uzak kapının check-in kontuarından sadece 8 dakikalık yürüyüş mesafesinde olduğunu belirtiyor. Bu da Schumacher’ın yolcuların uçuş öncesi fotoğraf çekmesi için yeterli zaman bıraktığı anlamına geliyor.