BREZİLYA’NIN FRANSA ÇIKARTMASI
Modernizm ve özgürlüğün Latin Amerika’ya dokunduğu döneme tarihi bir açıdan bakmak yerine, tasarım süzgecinden geçirilmiş, ikonik parçaların öncülüğünde Brezilya’yı keşfetmek üzeresiniz.
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan Soğuk Savaş döneminde, Brezilya’nın tasarıma olan bakış açısı baştan sona değişiyor. Modernist bir algının hakimiyet sürmeye başladığı topraklarda, söz konusu devrimin şüphesiz en önemli isimlerinden birisi, sadece tasarımla sınırlı kalmayıp şehir hayatını da yeniden yorumlayan ve mimariyi katalizör olarak kullanarak eşitliği halka indirgeyen Oscar Niemeyer oluyor. Bu süregelen dönüşümün izleri, ilk meyvelerini mobilya tasarımında vermeye başlıyor.
Okyanusun karşı tarafında, bu akımdan oldukça etkilenen Galerie Chastel-Maréchal’in kurucusu Aline Chastel, Fransa’nın bu rüstik tasarımları yeteri kadar takdir etmediğinden dem vururken, ortaya ‘Modernity of Brazilian Design from 1950 to 1980’ sergisine ait fikirler ortaya çıkıyor. Sergio Rodrigues, José Zanine Caldas gibi isimlere ek, Soğuk Savaş döneminden uzaklaşmak ve yeniden inşa edilen bir yaşam alanında yeniliğin öncüsü olmak isteyen Giuseppe Scapinelli ve Jorge Zalszupin’in de mobilya tasarımlarının yer alacağı seçki, toplamda 21 eser sergiliyor olacak. Brezilya’nın doğasından faydalanan, bu yüzden farklı ahşap çeşitleri etrafında şekillenen mobilyalar, Güney Amerika’nın farklı ilham kaynakları ile şekilleniyor ve ikonik hale geliyorlar.
Aline Chastel küratörlüğünde derlenen mobilyalar, yaratıcılarının doğaya yakın olma isteğini ve ona duydukları sonsuz saygıyı, özgürlük anlayışıyla birleştiriyor. Brezilya’nın geçirdiği evrime tanıklık eden ve onu en iyi yansıtan bu parçalar, şu sıralar ziyaret edilmeye hazırlanıyorlar. Paris’i sıcak yaz aylarında keşfetmekten keyif almıyorsanız, sonbaharı tercih etmek için iyi bir bahaneyle karşı karşıyasınız.