BOTANİK SANAT ANLAYIŞI
Ekolojik sistemin yorgun düşmüş halini sanatıyla anlatan Vanessa Barragão, Kew Gardens ve Heathrow Havaalanı ile arasındaki iş birliği kanalıyla, mercan resifler ve tehdit altındaki bitkilere dikkat çekmek için Botanik Goblen’ı tasarlıyor.
Son zamanların popüler başlıklarından biri, geri dönüştürülebilir materyallerin üretimde kullanılması. Plastik poşet kullanımının sınırlanmasıyla kıyafetlerimizden aksesuarlarımıza kadar artık her şey geri dönüştürülebilir. Bu geri dönüşüm alışkanlığı o kadar geniş bir skalaya yayıldı ki, kullandığımız mutfak eşyalarına bile sıçradı. Mısır sapından yapılmış bir yemek setini düşünebilmek artık çok uzak bir ihtimal değil. Geri dönüşüm ilkesi hayatımızdaki zorunlu ihtiyaçlar arasında yerini sağlamlaştırırken sanatın da güçlü bir parçası olmaya başlıyor. Zanaat ve tekstil sektöründe harcanan iplikler bir araya geldiğinde karşımıza geri dönüşüme ayna tutan bir tablo çıkıyor.
Vanessa Barragão’nun su ile arasındaki yakın münasebet, kendisinin Portekiz’in güneyinde küçük bir deniz kasabasında doğmasıyla ilişkilendirilebilir. Sanatçı, Akdeniz’in derin sularından ilhamla tasarladığı duvar halılarını ve goblenlerini, çevre kirliliğine sebep olan materyaller arasında ilk sıralarda yer alan atık ipliklerin aracılığıyla tabloya dönüştürüyor. Tekstil sektöründe her ne kadar iş görse de eninde sonunda zararlı bir materyal haline dönüşen bu ipliklerle, geleneksel teknikleri kullanarak sanatını icra eden Barragão, Kew Gardens ve Heathrow Havaalanı ile olan ortaklıklarını kutlarken çevresel kaygısını kendine has tarzıyla vurguluyor. Botanik Goblen adını verdiği eserinde mercan resiflerini ve koruma altında olan bitkileri işlemek sanatçının 520 saatini alsa da görsel ve içerik olarak sanatının hakkını vermiş gibi duruyor.