KARMA KÜLTÜR KESİŞİMİ
Ameron Frankfurt Neckarvillen Boutique’in zemin katında yer alan Le Petit Royal, Fransız brasserie anlayışının klasik stilini çağdaş sanatla bir araya getirerek yeni bir gastronomi noktası oluşturuyor.
Fransız mutfağının farklı kültür ve coğrafyalardaki mutfaklara olan teknik ve lezzet etkileri bir yana, bu kavramın kendine has ve kült bir duruşu olduğu yadsınmaz bir gerçek. Fransız mutfağının dünyanın farklı konumlarındaki adaptasyonu kendini yenilemeye devam ederken, son olarak bu listeye Frankfurt da dahil oldu. Almanya sınırları içerisinde Fransız mutfağının tadına varabileceğiniz Le Petit Royal, sadece damak tadınıza değil aynı zamanda göz zevkinize de hitap ediyor.
The British Theatre ve Geothe House’un da konumlandığı Frankfurt am Main caddesi yakınlarındaki Le Petit Royal, sanat ve edebiyatın yanına Fransız gastronomisini ekliyor. Estetik algılarının yanında dokunsal malzemelerin rahatlığından hareketle olağan trendleri takip etmek yerine zamansız bir mekan yaratma gayesinde olan Boris Radczun tarafından tasarlanan restoran, 20. yüzyılın başında Almanya’nın Wilhelmine Dönemi’nde inşa edilen yapının zarif ve anıtsal mimarisini gölgelemeden adeta çağdaş sanat müzesine çevriliyor. Paul Hance’in kırmızı, turuncu ve sarı tonlarının hakim olduğu vitray penceresi ve Claire Fontaine’in I am your voice neon yazısı ise bir önceki cümlemizi kanıtlayacak güce sahip örneklerden sadece bazıları. Tasarımda olduğu gibi mutfağından da klasik ve modern esintilerin bir arada olduğu tabaklar çıkaran Le Petit Royal, Alman mutfağının ev yapımı sosislerine yer verdiği gibi biftek, balık ve deniz ürünleri ile modern Fransız klasiklerini de yer veriyor. Önümüzdeki günlerde Frankfurt’u ziyaret edecekseniz Le Petit Royal’ı listenize eklemenizi tavsiye ederiz.