İŞİN MUTFAĞINDASINIZ

  • 75 SHARES

Royal Academy of Art London, yenilenen tavrıyla onu ziyaret etmeniz için daha çok bahane sunuyor. Londra’da güzel bir yaz gününü, birkaç farklı aktiviteyle tek bir lokasyonda geçirmenin pratik yolunu keşfetmek için okuyun.

Royal Academy of Art London, kuruluşunun 250. yıl dönümünde, yenilenen kampüsü ve mimarisiyle Londra’da sanata daha geniş alanlar açıyor. Kampüs içerisinde renove edilen sergi alanlarıyla, Royal Academy’nin arşivindeki tarihi eserler, ilk kez ziyaretçilere açık hale getiriliyor. Küratörlüğünü akademisyenlerin üstlendiği bu yeni alanda, Michelangelo, Constable ve Gainsborough’ya ait eserler görmeye hazır olun.

Yenilenen mimariyle birlikte, Londra’nın göz aşinalığı yaratan tuğla fasadına modern bir dokunuş ekleniyor. Royal Academy’nin iki ayrı binası, modern ve minimal bir yapıyla birbirine bağlanıyor ve yaratılan yeni mekan sadece sergi alanı olarak kullanılmıyor. Zira Royal Academy of Art’ı ziyaret etmek için artık başka sebepleriniz de var. Royal Academy Café, iki genç mimar tarafından tasarlanıyor ve akademinin Burlington House binasındaki zemin katına konuşlanıyor. Yine akademisyenlerin süzgecinden geçen eserler, cafenin duvarlarını süslüyor. Royal Academy’yi sosyal bir ortak alan haline getirmek üzerinden ilerleyen proje, dinamik ve hayat dolu bir alan sunmayı planlıyor. Pratik bir kahvaltı, güzel bir iş yemeği ya da akşam iş çıkışında içeceğiniz birkaç kadeh için Royal Academy Café aradığınız yeni mekanınız olabilir.

Yaz aylarında dört duvar içerisinde kalmayan cafe, sokağa ve bahçeye taşıyor. Bahçeye yerleşen kiosktan atıştırmalık lezzetler, dikkatinizi çekecek dergiler ve Royal Academy’nin kültürel faaliyetlerine dair broşürler temin edebileceksiniz.