REYKJAVIK’TE BİR OTEL

İzlanda’da konformizmden uzaklaşacağını düşünenler için Reykjavik’in ilk lüks oteli Hotel Borg’un bunun yanlış bir düşünce olduğunu ispatlayacak kadar etkileyici olduğu fikrindeyiz.

Başlığımızdan yanlış anlaşılmasın, Otel Borg İzlanda için bir otelden çok daha fazlası aslında. 1930’dan beri Art Deco atmosferini koruyabilmiş ve şehrin ilk lüks otel ünvanını alabilmiş Otel Borg’u sevmemizin nedeni: Reykjavik’in merkezinde olmasından çok şehrin ruhunu otele girdiğinizde de kaybetmiyor oluşu. 1908’de Amerikan Olimpiyatlarında yarışmış Jóhannes Jósefsson’un ülkesine döndükten sonraki tek amacı Amerika’da gördüğü lüks otel kavramını ülkesine taşıyabilmek olmuş. Ülkede cumhuriyetin 100. yılının kutlanacağı dönemde bu fikrin yurt dışından gelecek misafirleri ağırlamak için de bir o kadar gerekli olduğunu düşünen Jósefsson, bu öngörüsüyle dönem İzlanda’sını şekillendirmekte büyük etki yaratmış biri. Yıllar geçse de karakteri ve tarzından ödün vermeyen otel, küçük revizyonları bile ruhunu bozmayacak şekilde gerçekleştirmek için ciddi bir çaba sarf ediyor. Blue Lagoon’dan vaktiniz kalır mı bilinmez ama Borg’un spa’sının da hatrı sayılır bir şöhreti var. Şehri ziyaret etmek için ideal aylardayız, kuzey ışıklarını kaçırmamak için Otel Borg’un adresi ajandalarda mutlaka yer etmeli.