RONAN BOUROULLEC
Bouroullec kardeşlerin büyüğü, sanatsal işlerini tasarım stüdyosunun ortak çalışma pratiğine karşı iyileştirici bir denge unsuru olarak görüyor.
Röportaj Emma Moore, Fotoğraf Thomas Chéné
Geçen yılın sonlarına doğru Londra’nın Cork Caddesi’nde, eloksallı alüminyum üzerine sırlı seramik formlardan oluşan soyut sanat çalışmalarının tanıtıldığı Galerie Kreo’da, Covid kısıtlamalarının ağır havası biraz dağılmıştı. Paris tasarım sanatı için ileri karakol işlevi gören galeri, işlevsel heykelleri ya da diğer adıyla mobilyaları sergilemeye daha alışkındı. Ancak 2021’in sonlarında artık gösteri meraklılarını ağırlayan geleneksel bir sanat galerisi olmuş, badanalı duvarlarına düzgün bir şekilde Ronan Bouroullec’in bas rölyefleri dizilmişti. “Bazı insanlar manzaralar görüyor” diyor, kıvrımlar ve taramaların metalik arka fon üzerinde kaba hatlı formlar oluşturduğu sırlı seramiklerin sanatçısı. “Bir şey görmek istiyorsan görebilirsin.”
Ronan Bouroullec diye birini duymuşsanız, onun Paris tasarım sahnesinin kalbinde yer edinmiş, küresel tasarım camiasının seçkinlerinden olan endüstriyel tasarım ikilisi Bouroullec kardeşlerden biri olma ihtimali çok yüksek. Çalışmalarını Erwan ve Ronan Bouroullec olarak imzalayan ve 20 yıldan uzun süredir birlikte tasarım yapan kardeş ikili, sırasıyla 46 ve 51 yaşlarında olmalarına rağmen, Paris’in 10. bölgesindeki stüdyolarında her gün hala birlikte çalışarak faydalı, asli tasarıma şiirsellik zerk etmeye uğraşıyorlar. İkonik sandalyeler (Vitra için tasarlanan Vegetal) ve lambalar (Established & Sons için tasarlanan Lighthouse) var bunların arasında. Cappellini ve Iittala’ya tasarladıkları dayanıklı sofra aksesuarları ve 2015’te Samsung için tasarladıkları, ezber bozan The Serif TV’leri de…
Ayrıca Champs Elysées Rond Point’in çeşmeleri gibi anıtsal işler, Algues-Vitra ve Clouds-Kvadrat için oda ayırıcılar gibi şairane mimari örnekleri, Rennes Şehri’nde geçen yıl nehir kıyısında yapılan Le Belvédère ile Paris Ticaret Borsası’nda bulunan Pinault Collection’ın iç ve dış mekan tasarımı gibi mikro mimariler de var.
Bu yıl Milano Tasarım Haftası’nda lansmanları yapılanlar arasında yeni Japon markası Kyori için ahşaptan üretilmiş üç zarif sandalyenin yanı sıra Flos için yeni bir aydınlatma, Magis için bronz bir kanepe ve Japon çini firması Tajimi için tasarlanan yeni seramik vazo kompozisyonları yer alıyordu. İkilinin zaman dışı hissettiren özgün ve incelikli tasarım konusundaki kabiliyetleri sınırsız, ürettikleri ise olağanüstü. Kalıcı koleksiyonlara girildi, kitaplar yayımlandı, retrospektifler raflardaki yerini aldı.
Yazının devamına QP No:44’ün 63. sayfasından devam edebilirsiniz. Dergiye abone olmak için ise info@qpmagtr.com’a e-mail atarak iletişime geçebilirsiniz.