MODERNİZM DİBE BATIYOR
Başlığın gerçek anlamından uzaklaşmak ve uzaklaşmamak arasında ince bir çizgideyiz. Bakmak ve görmek arasındaki nüans gibi; yüksek dozda alt metne ev sahipliği yapan bir kapıdan içeri girmek üzeresiniz.
Modern mimarinin mihenk taşı olarak kabul görebilecek bir değer, Le Corbusier’nin uluslararası dilini özetleyen manifestosu Villa Savoye sular altında. Lakin olay Paris’in banliyösü Poissy’de değil, Danimarka açıklarında cereyan ediyor.
Sanatçı Asmund Havsteen-Mikkelsen, modernitenin çöktüğü gerçeğiyle yüzleştiği noktada gerçek bilginin, gerçekliğin ve aydınlanmanın yok oluşuyla birlikte bu maddelerin hepsini tek bir çatı altında toplamayı başaran bir eser seçmeye karar veriyor. Sonuç Le Corbusier’nin 1931 yılında tamamlanan ve bugün Unesco Dünya Mirası Listesi’nde yer alan betonarme villa tasarımını işaret ediyor.
Mikkelsen, modernitenin bozguna uğramasını pek çok etkene bağlıyor: Donald Trump’ın başkanlığa gelmesi, Putin’in demokrasiye müdahalesi, Avrupa’da sağ kanadın güçlenmesi ve Brexit bunlardan sadece birkaçı. Konu daha da derinleştiğinde, sosyal medya mecraları sayesinde kirlenen bilgi birikimi, yanlış haber kaynakları, teknolojik gelişmelerin negatif yönünün günlük hayatı kontrol altına alışı ve hayatımızı kolaylaştırmak gayesiyle geliştirilen dijital öğelerin demokrasiyi tehdit eder hale gelişi, bu modernizmin sonunu hazırlayan diğer etmenler arasında yer alıyor. Hal böyle olunca, Villa Savoye’un bire bir ölçekte hazırlanmış kesiti, modernitenin sular altında kalışını sembolize etmek üzere, Danimarka kıyılarından suya bırakılıyor. Yaklaşık beş ton ağırlığındaki replika, metaforik olduğu kadar gerçekliği yansıtma konusunda da başarılı bir rol üstleniyor. Flooded Modernity, 2 Eylül’e kadar ziyarete açık ve karşılaşacağınız manzara, sahip olduğunuz değerler üzerine bir kez daha düşünmenizi salık veriyor.