KÜLTÜREL DEĞER ÜRETME BİÇİMİ
Sanat yayıncılığı, sanatın derinliklerine inen ve güçlü bir devinimle bilgi üretimine katkı sağlayan bir araç olduğunu ispat ediyoruz.
Yazı: Merve Ertütüncü
Sanat ile köklü bir bağ kurma biçimi olarak yayıncılık, kültürel ve entelektüel anlamda da sanatın toplum nezdindeki yerini kuvvetlendiriyor. Sanat galerileri, sanatın üretim sürecinden gösterimine uzanan yolculuğu boyunca pek çok rol üstleniyor. Galeriler kendi yayınevleri bünyesinde hazırladıkları özel basımları ile de güncel sanatın kalıcı değerlerine katkıda bulunuyor.
Sanat yayıncılığı bu katkısıyla sanatçının üretim sürecinden köklenen estetik anlayışını ve farklı üretme biçimlerini de bir bakıma izleyicisine tercüme etme görevini de üstlenmiş oluyor. Sanat üretim sürecini ilgi odağına taşıyan sanat yayınları, sanatçının katmanlı pratiğine de değinme fırsatı buluyor. Tıpkı Gagosian, Hauser Wirth, David Zwirner ve Tate gibi isimlerin özel olarak hazırladığı basımlarda olduğu gibi, yalnızca sanatçı ve galeri için değil, koleksiyonerler açısından da sanatın sürdürülebilirliği adına bir kilometre taşı oluyor. Galeriler ve sanat kurumları eserleri fiziksel olarak sunma görevini üstlenirken, yayınevleri bu eserlerin kalıcılığını ve yeni bir kitleye ulaşmasını sağlıyor. Bazen üretim sürecine odaklanan, bazen dönem ve pratiği paralel olarak ele alan özel basımlar çok yönlülük prensibini farklı bakış açıları ile benimsiyor.
David Zwirner ve Gagosian Gallery gibi blu-chip olarak nitelendiren galerilerin Jeff Koons, Richard Serra ve Takashi Murakami gibi pek çok sanatçı ile iş birliği yaparak hazırladığı özel baskı ve edisyonlar; bir bakıma güncel sanatın, sanatçı, koleksiyoner ve toplum ile de ilişkisinin güçlenmesini sağlıyor. Galerilerin sadece eserlerin sergilenmesi ve ticaretiyle sınırlı kalmayıp bilgi üretimine de katkı sunmaları onları daha da değerli kılıyor.
Q-P N°60 sayısında yer alan yazının devamı için info@qpmagtr.com adresine e-mail atabilirsiniz.