MoMA Takes The Dada Cake
MoMA, 1921’de yayınlanacakken ortadan kaybolan bir kitap ile modernitenin köklerine iniyor. Globalizasyonu sürekli konuşup durduğumuz bugünden neredeyse 100 yıl önce, dadaistlerin enternasyonelliği savunuşları, insanlığın geçen süre zarfında ne kadar ilerlediğini sorgulatıyor. Yazı Müjde Metin
Translational” (dönüşümsel) kelimesi, son yıllara aitmiş gibi gözükse de aslında ilk olarak 1920’lerde kullanılıyor. Kaşifi de dadaistler. Dada bir çizgi veya stil değil; bu terimin en doğru tanımı, “sanatçıların uluslararası değişime bağlılığı.” Bir diğer deyişle, dadaizmin temeli enternasyonalizm. Savaş sonrasında, nasyonalizmin en baskın olduğu zamanlarda ortaya çıkan bu akımın adlandırılması da, aynı minvalde, herhangi bir dilden gelmiyor, sadece “da” sesinden türüyor.
Birinci Dünya Savaşı’na ve o dönemdeki materyalist yaklaşıma karşı bir reaksiyon olarak doğan dada düşünce sistemi, 1916-1924 yılları arasında Zürih, Berlin, Hannover, Köln, New York ve Paris başta olmak üzere, 20. yüzyılın dünyayı en çok etkileyen avangard akımlarından biri. Hatta kimilerimize göre (ben de aranızdayım), en etkilisi. Savaş sırasında gelişen modern medya algısı ve makine kültürüne cevap niteliğinde, hem bireysel hem kolaboratif yanlarıyla oluşan bu sanatçı birliğinin kalıcı etkileri, günümüzün modern sanatında hep hissediliyor. Soyut sanat, performans, fotomontaj, kolaj, buluntu objelerin birer esere dönüşmesi… Hepsinin kökeni dadadan geliyor.
Francis Picabia (French, 1879–1953). L’Œil cacodylate (The Cacodylic Eye). 1921. Oil, enamel paint, gelatin silver prints, postcard, and cut-and-pasted printed papers on canvas, 58 1/2 x 46 1/4″ (148.6 x 117.4 cm). Centre Pompidou, Musée national d’art moderne – Centre de création industrielle, Paris. Purchase in honor of Au temps du Bœuf sur le Toit, 1967. © 2016 Artists Rights Society (ARS), New York/ADAGP, Paris. Photo: © CNAC/MNAM/Dist. RMN-Grand Palais/Art Resource, NY
Theo van Doesburg (Christian Emil Marie Küpper) (Dutch, 1883–1931) (a.k.a. I.K. Bonset). Portrait of I.K. Bonset: I Am Against Everything and Everyone (Je suis contre tout et tous). 1921. Gelatin silver print on postcard stock with ink additions, 5 7/16 × 3 3/8″ (13.8 × 8.6 cm). Dadaglobe submission from Bonset. Private collection. © 2016 Artists Rights Society (ARS), New York/VG Bild-Kunst, Bonn
Nic. Aluf (studio photographer, 1884–1954). Portrait of Sophie Taeuber with her Dada Head. 1920. Gelatin silver print, 8 1/4 × 6 9/16″ (20.9 × 16.6 cm). Dadaglobe submission from Sophie Taeuber (Swiss, 1889–1943). Galerie Berinson, Berlin. Artwork © 2016 Artists Rights Society (ARS), New York/VG Bild-Kunst, Bonn
Dadayı tarihi akım olarak değerlendiren ilk kürasyon, Aralık 1936’da düzenlenen Fantastic Art, Dada, Surrealism sergisiyle Museum of Modern Art tarafından yapılıyor. Hazırlık sırasında dadaistler ve sürrealistler arasında meydana gelen gerginlikler, serginin gidişatında ciddi değişikliklere yol açıyor, dada ve sürrealizm ile kritik bir ikili yaratıldığı düşünülüyor. Örneğin, serginin adına Surrealism eklenip, Fransız sürrealist André Breton’un katalogun girişini yazması, dada akımının öncülerinden ve sergiye koleksiyonundan pek çok eser dahil eden Tristan Tzara’yı epey kızdırıyor. Tzara, serginin küratörü (ve MoMA’nın kurucularından) Alfred H. Barr’ı, kendisine ait eserlerin kullanılmasından vazgeçmekle tehdit ediyor. (Tzara’ya ait eser sayısının 40’ın üzerinde olduğunu göz önünde bulundurursak, aralarında zorlu bir müzakere geçtiğini hayal edebiliriz.)
Ama bu örnek dadaistlerin kendi aralarında çok güçlü bir bütünlük oluşturduğunu düşündürmemeli. Çünkü bu bütünsüzlüğün de başka bir örneği var: 1921’de yayınlanması son aşamalarda iptal edilen Dadaglobe kitabı. Daha önceden bir dadaizm kitabı çıkarmak isteyen Richard Huelsenbeck, finansal sebeplerden ötürü bu planını gerçekleştiremeyen Berlinli bir yazar; Huelsenbeck, Tzara’nın benzer bir proje için Francis Picabia’dan destek aldığını duyunca bu ikilinin arasını açmayı uygun görüyor. Ve başarıyor. Bu durumda elbette savaştan kaynaklanan, otoritelerin benimsediği gergin politikaların da payı var.
Editörlüğünü Tristan Tzara’nın yaptığı bu kitabın, 10 ülkeden 50 sanatçının katkılarıyla 160 sayfadan oluştuğu söyleniyor (MoMA’ya göre). Johannes Theodor Baader, Egidio Bacchi, Jacques Edwards, Erwin Blumenfeld, André Breton, Jean Cocteau, Theo Van Doesburg, Marcel Duchamp, Suzanne Duchamp, Max Ernst ve Man Ray katkıda bulunan sanatçılar arasında. Görsel çalışmaların yanı sıra, metinlerin de yer aldığı Dadaglobe, dört kategoriden meydana geliyor: Sanatçıların kendi yorumlarını kattıkları portreleri, eserlerinin görüntüleri, çizimleri ve yaptıkları kitap sayfası tasarımları.
Uzun zamandır dada ve sürrealizme ilgili olan MoMA, ilgisini ‘Dadaglobe Reconstructed’ sergisiyle yeni bir kontekste büründürüyor. 18 Eylül’e kadar görebilirsiniz. Ayrıca 20 Kasım’da başlayacak bir sonraki ‘Our Heads Are Round so Our Thoughts Can Change Direction’ adlı (bu çalışmanın da yer alacağı) Francis Picabia retrospektifi, dada akımı adına pek çok başka noktaya ışık tutacağa benziyor.
Görsel kredisi: Francis Picabia (French, 1879–1953). La Nuit espagnole (The Spanish Night). 1922. Enamel paint on canvas, 63 x 51 3/16 (160 x 130 cm). Museum Ludwig, Cologne. Ludwig Collection. © 2016 Artists Rights Society (ARS), New York/ADAGP, Paris.
Photo: © Rheinisches Bildarchiv Köln
Sanatçıların Dadaglobe kapsamındaki bu yaratımlarını farklılaştıran nokta, bir galeri duvarı için değil de, yalnızca reprodüksiyon amaçlı hazırlanmış olmaları. MoMA’nın da Dadaglobe Reconstructed sergisiyle amaçladığı iki şey var, biri, Tzara’nın kitabını yeniden yapmak; diğeri, bunu yaparken Tzara’nın orijinal sıralaması ve dikkat ettiği unsurları göz ardı etmemek. Kısacası, başlangıçtaki özü koruyabilmek. Çünkü basılmamış olsa da, kitabın, sonradan en ikonik dada eserlerine dönüşen çalışmaları barındırması, bu akım adına ne kadar önemli bir referans teşkil ettiğini gösteriyor.
Dadaistler “anti-artist” gibi değerlendirilseler de, esasen onların tek hedefi sanatın sınırlarına meydan okumak, bir yere ait olmadan zihinde sorular uyandırabilmek. Gelenekleri reddediyor olmaları, geleneklerden bihaber oldukları anlamına gelmiyor. Aksine, onlar tüm o alışılmış sanat pratiklerinin ne olduğunu çok (çok) iyi biliyorlar.
Unknown photographer. Portrait of Tristan Tzara. c. 1920. Gelatin silver print, 4 1/2 × 7 5/16″ (11.5 × 18.5 cm). Dadaglobe submission from Tristan Tzara (Samuel Rosenstock) (French, born Romania, 1896–1963). Collection Chancellerie des Universités de Paris, Bibliothèque littéraire Jacques Doucet, Paris, Fonds Tzara
1921’de, Tzara 25, Picabia 39 yaşındayken; 10 bin kopya basılması planlanan Dadaglobe ile ülke sınırlarını ve savaşı tanımayarak, Dünya’ya özgür ve uluslararası bir düşünce sistemi yaymaya çalışıyorlar. Neredeyse 100 sene önce yarım kalmış bu projeyi MoMA’nın keşfetmesi ise, 2006’da düzenledikleri Dada sergisine dayanıyor. MoMA ekibi, o sergiyle birlikte yayınlanan kitap için, koleksiyondaki bütün Dada eserlerini çerçevelerinden çıkarıp dikkatle incelerken, Tzara’nın koleksiyonundaki çalışmaların her birinin arkasında siyah mum boyayla yapılmış numaralandırmayı fark ediyor. Bunu Bibliothèque littéraire Jacques Doucet ile paylaştıktan sonra, iki ekip birlikte eksik numaraları araştırmaya başlıyor. Moda tasarımcısı olan Jacques Doucet’nin hayli kapsamlı bir sanat koleksiyonu var. (Sanat danışmanlığını André Breton’un yaptığı düşünülerse…)
Süreç sonucunda Dadaglobe’un yüzde 80’ini tespit ediliyor. Dadaglobe Reconstructed sergisindeki 40’dan fazla eser Jacques Doucet’nin koleksiyonundan.
Tzara’nın 1921’deki antolojisini bir araya getiren, toplamda 100’ü aşkın sanat eseriyle şekillenen bu sergi, özellikle, modern sanat evrimine sert manifestolarıyla yön vermiş ‘mega-egolu’ müthiş sanatçıların fikirlerini, en ham haliyle sunmasıyla parlıyor. 18 Eylül’e kadar New York’a giderseniz bu kayıp kitabın keşfine mutlaka çıkmalı, Man Ray’in 1 Aralık 1920 tarihinde Tzara’ya yazdığı mektuptaki hissiyatı yaşamalısınız: “Bir akım ikiden fazla kişiyi kapsadığında işbirliği yapmakta çok berbat olmama rağmen, sana her türlü desteği sağlamaktan mutluluktan duyuyorum. Dadaya sevgilerle.”
Installation view of Dadaglobe Reconstructed, The Museum of Modern Art, June 12-September 18, 2016. © 2016 The Museum of Modern Art, New York. Photo: Thomas Griesel
Tristan Tzara’nın Dadaglobe kitabı için sanatçılara gönderdiği mektup
Tzara’nın Dadaglobe’a katkıda bulunacak sanatçılara, kitabın bölümleriyle alakalı verdiği direktifler çok açık:
1. Bir portre fotoğrafınızı gönderin. Kompozisyonda özgürce değişiklik yapabilirsiniz ama kafanız olduğu kısım açıkça seçilmeli, vücudunuz bir kısmı değil.
2. Dilediğiniz eserinizin fotoğrafını çekip gönderin.
3. Çizimlerinizi gönderin. Fakat yalnızca siyah-beyaz renklerde. Eğer başka renkler kullanmak zorundaysanız da maksimum üç renk tonu kullanın.
4. Bir kitap sayfası tasarımı yapın. Metin içerip içermeyeceği sizin tercihinize bağlı.