BOOM FOR REAL

8 senelik bir sanat geçmişi olsa da bu gücü 27 kulübüne üye olduktan sonra da devam ettiren Basquiat, Barbican Centre’daki sergiyle anılıyor.

Sanat tarihinde adı geçen ilk ve tek siyahi Jean-Michel Basquiat ama biz onu bu şekilde tanıtmaktansa konuya kendini tanıtacağı bir sözüyle başlamak istiyoruz. “Sanat eleştirmenlerini dinlemem.Kimsenin sanatı anlamak için bir eleştirmene ihtiyacı olduğunu sanmıyorum.” 80’lerde klişe tabirle Amerikan sanatından rüzgar gibi geçen bir sanatçı Basquiat. 27 yaşında hayatını kaybetmesi de bu rüzgarın sönmesine değil tam tersi yıllar geçtikçe daha da sertleşmesine neden oluyor. Bu sene Sotheby’s New York’da bir resminin 110 milyon dolara satılmış olmasının yeterli bir örnek olduğunu düşünüyorum. 80’lerin Downtown’ında bir sokak sanatçısıyken, Andy Warhol’la tanışıp kısa sürede o camiaya kabul edilmiş, işleriyle sokaklarda bir çok insanı düşünmeye yöneltirken, resimleriyle kısa sürede evlere sızabilmiş. Afrika kökenli oluşu primitif sanatla kendini bulmaya itmiş, uğraşılmamış gibi gözüken bu çocuk çizimlerini andıran işlerinin ardında çoğu zaman kendini tümüyle ifade edebilmiş biri. Sanat okullarıyla işi olmayıp, sokaktan gelen yönünü ise eserlerinde vurgulamış. Basquiat’tan bahsetmemizin nedeni Londra Barbican Centre’da geçen hafta açılan 100 işine yer verilen sergi. 28 Ocağa kadar vaktiniz var, söylemedi demeyin.