BİTKİ VE SANAT İKİLİSİ
Latin Amerika’nın modernist sanat ve bahçe hareketlerinde ana figür olarak gösterilen Roberto Burle Marx adına New York Botanical Garden’da düzenlenen Brazilian Modern sergisini 29 Eylül’e kadar ziyaret edebilirsiniz.
Kültür ve tabiat arasındaki iletişimi çeşitli bitkilerle sağlayan peyzaj mimarlığının tarihi 17. yüzyıla kadar dayanıyor. André Le Nôtre ise bu alanda verebileceğimiz ilk ve özel kişilerden biri. Çocukluğundan itibaren sanat ve mimariye olan ilgisi zamanla şekil alan André, belki de farkında olmadan peyzaj mimarlığının tohumlarını ekti ve daha sonra kraliyet ailesi ve Fransız lord’larının bahçelerinden sorumlu kişi haline geldi. André’nin bir nevi sanat gözünü kullanarak yarattığı bahçeler arasından en bilineni ise Versailles Sarayı.
Mimarlığın bir dalı olan peyzaj, Le Nôtre’nin bıraktığı miraslarla kendini yüz yıllar içerisinde geliştirmeye devam ederken biz de rotamızı Fransa kıyılarından Atlantik Okyanusu’nun diğer tarafına çeviriyoruz. Brezilya’nın botanik konusunda kendini diğerlerinden bir adım öne çıkarmış bir isimden bahsediyoruz, o da Roberto Burle Marx. Sanatın farklı dallarına olan ilgisinin yanına ekolojist ve natüralist sıfatlarını da ekleyen Marx’ın tropik ormanlarda yaptığı incelemeler sonrası kendi adını verdiği bir bitki bile bulunuyor.
Peyzaj mimarisinde 20. yüzyılın önemli isimlerinden biri olan Roberto Burle Marx’ın hayatı ve çalışmaları adına bugüne kadar düzenlenen en büyük sergi unvanına sahip Brazilian Modern: The Living Art of Roberto Burle Marx, The New York Gardens tarafından düzenleniyor. Sanatçının aynı zamanda resim, çizim ve kumaş üzerindeki bazı çalışmalarını da bünyesine katan seçki, Marx’ın bahçe tasarımlarının sanatsal perspektifiyle nasıl bir bütünlük oluşturduğu üzerine odaklanıyor. Serginin ilham kaynağı ise, Marx’ın Brezilya’daki biyoçeşitlilik ve kendine has sanat anlayışının ortaya çıkardığı tasarımlar. Kopakabana Plajı’nı anımsatan patika yolları ve kış bahçelerindeki bir dizi tropik yağmur ormanları temasıyla iki farklı alan olgusunu bir araya getiren sergi, aynı zamanda sanatçının son otuz yıldaki eserlerinin (1964-1994) yer aldığı çalışma koleksiyonunu da inceleme fırsatı sunuyor.