POP!

  • 157 SHARES

Olağan figürlere farklı anlamlar yükleyen Jeff Koons’un son konfigürasyonu yeniden Bavyera lokasyonundan.

Yazı Efe Uygur

Farklı disiplinleri buluşturan çalışmalar her zaman ilgi çekici olmuştur. Son yıllarda pek çok farklı sektörün bu konuya ilgi göstermesi, yaratıcılığın üst seviyelere çıktığı çeşitli iş birliklerini de beraberinde getirdi. Bundan geri durmayan otomotiv sektöründe en güncel iş birliklerinden biri de Bavyeralı üretici BMW ile Jeffrey Koons arasında oldu.

The 8 X Jeff Koons” adıyla sunulan çalışma, aslında nadiren karşılaştığımız, son derece özel bir iş. Popüler kültüre odaklanan, çoğunlukla ayna yüzeyli paslanmaz çelikten yapılmış balon formunda hayvan figürleri ve günlük nesneleri betimleyen ilgi çekici heykelleriyle tanınan Amerikalı sanatçının bu çalışması aslında BMW ile olan ilk işi değil. İlk kez 2010 yılında BMW için M3 GT2 Art Car’ı yaratan Koons, bu sefer yalnızca Le Mans’ta yarışacak bir otomobil değil (aynı yıl Le Mans 24 saat yarışlarında mücadele etmişti) aksine çok zor bir ihtimal olsa da şehir trafiğinde yan yana gelinebilecek bir otomobil yaratmış.

BMW’nin yaklaşık 285 saat süren titiz bir çalışmayla yalnızca 99 adet üreteceği M850i xDrive Gran Coupé projesinde her bir otomobil, Koons ve ekibi tarafından desen kalıplarıyla elde boyanarak ustalıkla süsleniyor. İlk bakışta, sportif 8 Serisi Gran Coupe’nin karmaşık hatlarına ve şekline saygı gösteren geometrik desenlerle birlikte, arka bölümünde sanatçının 2010 yılındaki çalışmasına bir gönderme yapan patlayan renk çizgileri, Pop Art’ın enerjik ve güçlü tasarım unsurlarını yansıtıyor. Bir yandan da arka kapılarda buhar baskısının üzerinde görülen “POP!” yazıları sanatçının belirttiği gibi The 8 X Jeff Koons‘un gücünü ve hızını simgeliyor.

Tıpkı otomobilin dış yüzeyinde olduğu gibi iç mekanda uygulanan özel tasarımlara da uzun saatler ayrılmış. Farklı görünümüyle bir çizgi roman evrenine aitmiş gibi görünen koltuklar, Bavyeralı üreticinin yüksek performanslı otomobillerinin arkasındaki bölümü, M Motorsports’un renkleri olan çarpıcı kırmızı ve mavi ile tamamlıyor. Tüm bunlar, otomobilin bir sanat eserine dönüşmesi için Dingolfing tesisinde harcanan yoğun çabaların sonucu.

Direksiyon başına geçecekler için de BMW son derece heyecan verici özellikler sunuyor. Otomobilin bir sanat eseri olarak sunmaya çalıştığı güçlü ve hızlı imajını da tam anlamıyla yansıtan M850i x Drive Gran Coupé’nin 523 beygirlik ikiz turboya sahip 4.4 litrelik V-8 motoru, sekiz ileri otomatik şanzıman ve BMW’nin xDrive dört tekerlekten çekiş sistemi ile yola aktarılıyor.

Haftada yalnızca 2 adet üretilebilecek olan The 8 X Jeff Koons, BMW tarihinin en kapsamlı ve özel fabrika üretim süreçlerini de içeriyor. Otomobile sahip olma şansını yakalayan her koleksiyonere benzersiz
bir VIN numarası ile Koons ve BMW CEO’su Oliver Zipse’in imzaladığı orijinallik sertifikası da verilecek. Otomobilin orta konsolunun ön tarafında bulunan geri çekilebilir kapakta, sanatçının imzasıyla birlikte “The 8 x Jeff Koons” yazan bir rozeti bulunduğunu da söylemekte fayda var.

Karşımıza çıktığı andan itibaren özgün kelimesinin altını tam anlamıyla doldurmayı başaran bu özel iş birliği, tam da dijital sanatın, sanatsal ifadenin yeni cephesi olarak muhteşem bir yükselişte olduğu dönemde karşımıza çıkıyor. Şüphesiz, bu tür çalışmaların gelecekte ne getireceği herkes için merak konusu ancak bu projenin en önemli değerlerinden birinin koleksiyonerlerin ve sanatçıların hala üstünde durduğu ve bundan da asla vazgeçmeyeceğini umduğumuz ‘el işçiliği’ olduğunu söyleyebiliriz.

BMW, bugün sahip olduğu yüksek mühendislik ve teknolojiyle otomobilde yarattığı mekanik varlığı, hayal gücü ve el işçiliğinin ışığında bir sanatsal varlığa dönüştürüyor ve bize teknolojinin belki de hiçbir zaman tek yanıt olmadığını kanıtlıyor.