KRALİÇE ELIZABETH, JOHN LENNON VE CHARLES GOODYEAR’IN ORTAK NOKTASI NE OLABİLİR?

  • 104 SHARES

İngiliz kültürünün demirbaşlarından olan tasarımların geçmişten bugüne kadar yansıması ve uzantıları, bugün hala gözlerin İngiltere’ye çevrilmesine neden oluyor.

Buhar makinesinin icadından tutun da paslanmaz çeliğin seri üretim bandına çıkartılmasına, dünyada kullanılan ilk ATM’den su geçirmeyen ilk yağmurluk olan Mackintosh’a kadar İngilizler pek çok konuda dünyanın geri kalanına öncülük ediyorlar. Şüphesiz bu öncül hareketlerin bazıları, Kraliyet Ailesi’nin taleplerini karşılamak ve onları memnun etmek için görevlendirilenler tarafından, tahminimizce yüksek bir baskı altında hayat buluyor. Ama öyle ya da böyle, elde edilen sonuç dünyanın geri kalanına da tesir ediyor. Chelsea Boots kavramı da benzer bir şekilde tasarlanarak, bugün herkesin gardırobunda en az bir çift bulunmasıyla, kendine yer ediniyor.

1837 yılında, Kraliyet Ailesi’nin ayakkabı tamircisi olarak bilinen J. Sparkes-Hall, bugün Chelsea Boots olarak nitelediğimiz tasarımın ilk örneğini Kraliçe Elizabeth’in huzuruna sunuyor. Amaç, Kraliçe’nin yürüyüşe çıktığında veya atlarıyla ilgilendiğinde rahat hareket edebileceği bir ayakkabı örneği oluşturabilmek. Her ne kadar Sparkes-Hall’un kullandığı materyal, yeteri kadar sağlam ve elastik olmasa da, bu ayakkabı Kraliçe’nin ilgisini çekiyor.

Ayakkabı tamircisi de, eğer Kraliçe bu tasarımı onaylıyor ve ayağından çıkarmıyorsa bu iş tamamdır diyerek, ilk Chelsea Boots örneğinin başarısını haklı olarak üstleniyor.

Aradan sekiz yıl geçtikten sonra Charles Goodyear -ki bu isim size araba lastiği üreticisi Goodyear’dan tanıdık gelecek- takvimler 1845’i gösterdiğinde sertleştirilmiş kauçuğu icat ediyor. En kaba tabiriyle bu sertleştirme işlemi, yani vulkanizasyon, doğal kauçuğun yapısının sülfür ve kükürtle ebonitleştirilmesi anlamına geliyor. Bu sayede doğal kauçuk, daha sert ancak bir o kadar da elastik bir hal alıyor. Çevresel faktörlere karşı daha dayanıklı bir forma bürünüyor. 15 Haziran 1844 tarihinde Goodyear tarafından okyanusun karşı kıyısında patenti alınan bu keşif, takvimler 1845’i gösterdiğinde İngiltere’de de ses getiriyor.

Yazının devamını QP No:28’de 86. sayfadan itibaren okuyabilirsiniz.